Türkiye, Başkurt, Tatar ve Özbek Türkleri Arasında Timur (1336-1405) Tipi Etrafında Teşekkül Eden Efsaneler

58 Prof. Dr. Gülhan ATNUR T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Başkurtlara ait Akhak Timer de ise sihirbaz bir kadın hana, o yıl doğacak çocuğun büyüyünce kendisini öldüreceğini söyler. Han da adamlarına, ülkedeki bütün hamile kadınların karınlarının kesilmesini ve çocukların öldürülmesini emreder. Fakat kadınlardan biri aksak bir çocuk doğurur ve çocuk büyüyünce kehanet gerçekleşir (Atnur 2002: 465). Timur’un aksak olmasının sebebi Tuybike’nin Kazanı adlı efsanede ise Hantimer’in Bulgar’ı ele geçirirken dizine ok saplanması şeklinde açıklanır (Atnur 2002: 625). Tatar Türklerinin efsanelerinde Timur’un han olması onun zeki ve kurnazlığıyla ilişkilen- dirilmiştir. Aksak Timer’de o, çobanlık yaparken yanına adamlar toplar, kervan yağmalar, başka hanları yenerek han olur. Efsanede onun han olmaya, aksak bir karıncayı ağacın tepesine çık- mak için çabalarken gördüğünde karar verdiği anlatılmaktadır (Atnur 2002: 591-592). Timur, zeki, kurnaz bir devlet adamı, askerî bir taktikçi ve strateji uzmanıdır ve cihangirlik iddiasından dolayı diğer devlet adamlarına kendi idaresini tanıtma gayesindedir. (Aka 2012: 175). Timur’a dair efsanelerde de genellikle onun devlet adamlığı konu edilir. Anadolu coğrafyasında özellikle Yıldırım Bayezid’in Timur’a tutsak düşmesine dair efsaneler de onun cihangirlik iddiası- nın bir sonucudur. Bu olayı anlatan efsane Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde varyantlarıyla yer alır. Timur döneminin tarihi kaynakları böyle bir olaydan bahsetmemesine rağmen bu efsanede Ankara Savaşı sırasında ordusu bozulan Yıldırım Bayezid’in cengâverce savaşması övülür ve Timur’a tutsak düşmesi anlatılır. Efsaneye göre Timur ona önce çok misafirperver davranmış- tır. Fakat “Ben sana tutsak olsaydım ne yapardın?” sorusu üzerine Yıldırım Bayezid: “Ben seni kafese kapatır, her yere yanımda götürürdüm.” şeklinde cevap verince Timur onu bir kafese kapatarak Anadolu’da ele geçirdiği yerlere yanında götürmeye başlamış; tutsak aldığı eşlerine sakilik yaptırmıştır. Padişah bu durum sebebiyle ateşli sıtmaya tutularak ölmüştür (Evliya Çelebi Seyahatnâmesi 2011: 2/27; 4/225). İbni Arabşah kendisini ülkesinden kopardığı için genellikle Timur’a karşı öfkelidir. Fakat yeri geldiğinde onun devlet adamlığını ve savaş taktiklerini över, savaşmadan önce derviş, di- lenci, kabadayı, tüccar gibi her gruptan insanı casus olarak göndererek ülkeler hakkında her konuda ayrıntılı bilgi edindiğini belirtir (2012: 432-433). Aksak Timer efsanesinde Timur hem iyi bir devlet adamı hem de savaşçıdır. Şehirleri ele geçirmek istediğinde tüccar, dilenci vb. kıyafet- lerde casuslar gönderir ve bu yolla edindiği bilgilerle bir şehri alıp almamaya karar verir. İstanbul şehrini alamayınca safran sürünerek hasta numarası yapar ve şehrin padişahını öldürüp onun kıyafetinde şehri ele geçirir. Barac Nesli adlı metinde ise kılık değiştirerek şehre gelen kendisidir (Atnur 2002: 593; 598, 599). Timur’un Büler, Barac ve Bulgar şehirlerini ele geçirmesinde ise kurnazlığı ile zalimliği ön plandadır. Bu şehirlerde kendisinin veya adamlarının kıyafet değiştirerek Timur hakkında kötü söz söyleyenleri tespit ettiği/ettirdiği, onları bütün nesliyle öldürttüğü veya diri diri yaktırdığı an- latılır. Onunla yapılan savaşlarda hanın kızı ile kırk kızının da öldükleri ve gömüldükleri yerin ziyarete dönüştüğü efsanesi de mevcuttur (Atnur 2002: 593; 598-599; 601-602, 604). Sivas’ta anlatılan Timur’un Zulmü adlı efsanede Sivas’ı yakıp yıktığı, geride kalan halk ona bedduasını kesene kadar zulmünü gitgide artırdığı anlatılmaktadır (Özen 2001: 191-192). Kaldı Köyü Efsa- nesi 3 başlıklı metinde de Sivas’ta birçok insanı diri diri toprağa gömdürttüğü anlatılan efsaneler arasındadır (Özen 2001: 214).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2