Türkiye’ye Göç Eden Suriyeli Mültecilerin Gelişiyle Toplumun Evlilik Kurumuna Bakışındaki Değişikliklerden Biri: Ailede Ötekileşme (Denizli Örneği)

351 Türkiye’ye Göç Eden Suriyeli Mültecilerin Gelişiyle Toplumun Evlilik Kurumuna Bakışındaki Değişikliklerden Biri: Ailede Ötekileşme (Denizli Örneği) Gelenek, Görenek ve İnançlar faaliyetler ortaya konmalıdır. 3. Savaştan kaçan insanların gece gündüz demeden yabancı bir ülkeye göç etmesi, kor- ku, heyecan, stres yaşaması, uykusuz kalması, yatacak yer bulamaması, çevresinde tanıdığı olmayan, belli koşullarda gittiği ülkenin dilini bilmeyen, kültürünü bilmeyen, alışkanlıklarını bilme- yen, adalet hakları kısıtlanmış, her türlü çalışma ve sosyal güvenlik hakları olmayan aile ilişkileri bozulmuş, mekânsız, yurtsuz, işsiz, bakımsız dolayısıyla mutsuz bu insanlar, gereksinim gurubu- dur. Bu nedenlerden dolayı bu insanlara sosyal hizmet ve rehberlik çalışmalarının uygulamaları- nın artırılması gereklidir. 4. Mültecilerin fiziksel ve ruhsal durumlarına yönelik destek programları oluşturulurken mültecilere yönelik yerleştirme politikaları da oluşturulmalıdır. 5. Kur’an’da kadın ve erkeğin evlenme yaşı konusunda açık bir ifade yoktur. Ancak bu durumun sorumluluk alacak yaşta olmayan, henüz oyun çağında olan çocuklarla evlilikleri meş- rulaştırılmaz. (Kırbaşoğlu 2017, 219) Genç kızlar bu nedenle şiddetle karşı karşıyadır. Eğitim seviyeleri de çok düşüktür. Erken yaşta yapılan evlilikler beraberinde gebelik ve çocuğu da getir- mektedir. Kaldıramayacakları sorumluluklarla karşı karşıya kalan bu kadınların sosyal hayatları- nın da olmayışı psikolojilerini bozmaktadır. Bu nedenle; insan haklarını ve kadınların temel haklarını ihlal eden, Türkiye Cumhuri- yeti kuruluş kanunlarını kadınlar açısından teminatsız bırakan, Anayasa Mahkemesi’nin “Birlik- te yaşama hukuk düzenince cezalandırılmazken imam nikâhının suç olması, kişilerin özel ve aile hayatlarına saygı gösterilmesi hakkı ile din ve vicdan özgürlüğüne sınırlama getirmektedir” vahim kararından sonra, 18 yaş altı çocukların bir nikâh töreni ile gayriresmi evlendirilmelerini engellemek üzere yeni bir çalışmanın acilen yapılması gerekmektedir. Çocuk yaştakilerin cinsel istismarının önüne geçecek son engeli de kaldırmış olması nedeniyle, neredeyse her üç evlilik- ten birinin çocuk evliliği olduğu ülkemizde, çocuk yaşta evliliklerin daha da artmasını önlemek ve çok eşliliğin önüne geçmenin bir yolunun bulunması gerekmektedir. Ayrıca sivil toplum örgütleri de mültecilere yönelik olarak aile içi şiddet, barınma ve işsizlik sorunu, madde bağımlılığı, çocuk istismarı vb. sorunlarına çözüm odaklı sistemli hizmetler verilmelidir. Kadınlarla ilgili sağlıklı çalış- maların yapılabilmesi için de detaylı bilgilere ulaşmak gerekmektedir. Kadınların maruz kaldıkları tüm olası suiistimallerin engellenmesi; evlere ziyaretlerle mümkün olabilecektir. 6. Kadınların üreme sağlığı da dâhil birçok sağlık kontrolünden geçmeleri gerekmektedir. Bu insanlara sağlık hizmetleri noktasında özel danışmanlıklar verilmelidir. 7. Kadınların sosyal ve ekonomik gelişiminin desteklenmesi gerekmektedir. Bu desteklerin sağlıklı gerçekleşebilmesi için de öncelikle Suriyeli mültecilere dil hizmetlerinin artırılması esastır. 8. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramı da “Güvenlik İhtiyacı” nı karşılama gayreti için- de olan bu insanlar kendilerini güvenli hissetme adına yaptıkları bu evliliklerde mutlu olduklarını söylüyorlar. Ancak kadınlar açısından bakıldığında psikolojik olarak pek çok olumsuz etkileri ve sonuçları olan çok eşlilikte avantajlı taraf olarak görülen erkeğin de durumu çok iyi değildir. Baş- langıçta cinsel dürtülerle cazip gelen birden fazla eşin beraberinde getirdiği sorumluluklar ve bun-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx