Türkiye’ye Göç Eden Suriyeli Mültecilerin Gelişiyle Toplumun Evlilik Kurumuna Bakışındaki Değişikliklerden Biri: Ailede Ötekileşme (Denizli Örneği)

346 Dr. Fidan UĞUR ÇERİKAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Türk kadınları ise Suriyeli kumaları gerek ekonomik gerek sosyal nedenlerle ikinci eş ola- rak kabul etmektedirler. Dolayısıyla kadın, kocasıyla birlikte edindiği ekonomik koşulları ikinci bir kadınla paylaşmak zorunda kalmaktadır. Bu durum hem sosyal hem ekonomik yönden “ötekileş- tirme”yi ortaya çıkarmaktadır. Çok eşli, çok karılı evlilikler aslında toplumlardaki zenginliğe bağlı olarak ortaya çıkmak- tadır. Ekonomik refah, erkek tarafında gelişen bir çekişmeyi, rekabeti oluşturmaktadır. Türkiye’de çok karılık gerilemeye başlamışken kırsal kesimde çeşitli nedenlerle ve özellikle mültecilerin ge- lişiyle birlikte artmaya başlamıştır. Diğer taraftan ekonomik gelişme ve modernleşme; sosyal- leşmenin bir parçası olarak kadınları eşitlikçi yaparken, ideal tip olan tek eşliliği yüceltmekte ve kadınları çok karılılığa karşı mücadele etme noktasında bilinçlendirmektedir. Ancak son zaman- larda sayısı oldukça artan bu evlilik tipleri, çok karılılığı tekrar benimsetmeye yöneliktir. Nitekim Suriye’den gelen evli adamların birden fazla karısı vardır ve bu kadınlarla yapılan evlilikler kayıt altına alınmaktadır. Beraberinde de çocukların kaydı biyolojik annelerinin üzerine olmaktadır. Türkiye’deki yasal düzenleme ise Suriye hükümeti ile aynı değilken; Türkiye’de ikinci eşler meşru nikâh temeli ile değil; imam nikâhıyla alınmaktadır. Çocuklar ise ilk eşin üzerine kaydedilmekte- dir. Bu da ikinci kadının yasal haklarını elinden almak demektir ve kadınlar arasında mağduriyet doğurmaktadır (YILMAZ, s. 1685-1704). Türkiye’de Suriyeli kadınlarla yapılan evlilikler sonucunda; bu evlilikleri yapan hem Türk- ler hem Suriyeliler “çok karılılık” olgusunun yeniden inşa edilmesine yol açmaktadır. Bu olgu; Türk kadınlarını “ötekileştirirken”, evlilikte resmi nikâhlı olmayan Suriyeli kadını da toplum ötekileştirilmektedir. Böylece “ötekileşme” her iki tarafı da yıpratan sosyal bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır. Denizli’de kayıtlı olmayan ya da bilinmeyen çok sayıda kuma da vardır. Yapılan saha araştırmalarında; E. ALUŞ, A.EL HAMİD, M. AHMED, Necma KALEF’in kuma olduğu ve içinde bulundukları koşullarda birçok sorun yaşadıkları da görülmüştür. Nitekim çok karılı evlilikler, iki ya da daha fazla kadın arasında gerilimli bir ilişkiye zemin hazırlamaktadır. Aynı zamanda birden fazla eşe sahip adam da zamanla eşler arası idare edici bir karaktere bürünmektedir. 08.03.2011 tarihli “ Kocanı Sakın Kızdırma, Suriye’den Kadın Alır ” başlıklı Hürriyet Gaze- tesinin haberi ise şöyledir: “Evliliklerdeki bu artış simsarların da ilgisini çekti. Suriye’nin Kamışlı, Ha- seki ve Amudi kentlerinde simsarlık yapanlar, açtıkları bürolarda 20-25 yaş grubu kadınlar için 10 bin TL, 25-30 yaş grubu kadınlar için 7 bin 500 TL, 30 ve üzeri için ise 5 bin TL talep ediyor. Simsarlar, aldıkları paranın yarısını Suriyeli gelinlere verdiklerini, gelinlerin de bu parayla çeyiz hazırladığını iddia ediyor. Simsarlara göre, Suriyeli kızlar da Türkiye’yi anavatanları ve Ortadoğu’nun Avrupası olarak gördüklerinden Türkiye’deki erkeklerin yaş ve özelliklerine bakmadan evlilik teklifini kabul ediyor. Suriye’den kuma getiren E.A. ise, ‘İkinci kez evlenmek, iki yıl önce- sine kadar aklıma gelmemişti. Çocuklarım da büyümüştü. Bir arkadaşım Suriye’ye giderek ikinci eş edinince dikkatimi çekti. Nusaybin’de simsar aracılığıyla ikinci eş aldım. 10 bin TL’ye yakın masrafım oldu. Eski eşimle birlikte oturuyoruz. Proble- mim yok,” diye konuştu.”

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx