Türkmen Bahşılarında Tirme Söyleme Geleneği ve Tirmelerin Destan İcrasındaki Rolü Üzerine

354 Doç. Dr. Halil İbrahim ŞAHİN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı olmayan bu bu bölümde öğüt ve nasihat içerikli şiirler yer alır. Şiirlerin sayısı da çoğunlukla üçtür (Alptekin 1997: 32). Özbek bahşıları da destan anlatmaya doğrudan giriş yapmazlar, öncelikle “terme” adını verdikleri şiirleri söylerler. Bahşı, “terme” şiirlerle dinleyiciye aslında “Bu destanlar- dan hangisi anlatayım?” veya “Ne anlatayım” demek ister (Fedakâr 2003: 69). Kazak destancıları destan anlatımından önce bazı şiirler söylerler. İlk şiir olan “bastav”la anlatıcı, kendini, ustasını ve repertuarını tanıtır. Devamında ise konuyla alakalı veya bağımsız birkaç şiir daha söyler. Bunu ise hayatın geçiciliğini konu edinen “tolgavlar” izler, bu şiirlerden sonra destan anlatmaya başlar. Destandan önce “terme” söyleme geleneği Karakalpak destancılarında da vardır (Reichl 2002: 104). Türkmen bahşılık geleneğinde destan anlatımı “tirme” bölümüyle başlar. Bahşı, destan anlatmaya doğrudan başlamaz, öncelikle gelenekten alınma ustamalı şiirleri söyler. Bu bölümde bahşının hangi şiirleri söyleyeceği ve şiirin sayısı bahşının ustalığına ve mensubu olduğu yola/ kola göre farklılık gösterebilir. Azerbaycan sahasında olduğu gibi üç adet şiir söylemek veya baş- ka bir geleneksel sayıda söylemek mevcut değildir. Tirme bölümü olarak adlandırılan icranın bu kısmı, destanların yapısal bir özelliği olmamakla birlikte destan icrasını yakından ilgilendiren ve çoğunlukla da icra ortamına ait bilgiler ve tutumlar barındıran bir bölümdür. Dolayısıyla Türkmen destan icrasının tahliline tirme bölümünün de dâhil edilmesi gerekmektedir. Kısacası tirmelerin, anlatıcı, dinleyici ve destan metni üzerinde tesiri vardır ve bu tesirin destan geleneğinin tahlili esnasında ele alınması uygun olacaktır. Tirmelerin destan anlatımındaki yerine destancı açısından başlamak yerinde olacaktır. Tirmeleri icra eden ve onların oluşturduğu etkiden yararlanan bahşı için tirmelerin ve destan icra- sında başka anlamları ve işlevleri de mevcuttur. Türkmen bagşıları, destan anlatımından bahse- derken “yol” kelimesini kullanırlar. Esasında bahşılar, destan anlatmaya başlayarak dinleyicileri bir yolculuğa çıkarırlar. O yüzden bahşılık geleneğinde “yol” ifadesinin önemli bir yeri vardır. Hem destan icrası hem de bahşıların mensubu oldukları kollar, yol kelimesiyle karşılanmıştır. İzleyenleri veya dinleyenleri yolculuğa çıkarmak, bilindiği gibi Türklerin kamlık ya da şamanlık geleneklerinde mevcuttur. Ozan ve bahşı gibi geleneksel tiplerin de bu önceki tiplerden birta- kım miraslar aldıkları ve genel karakterinde kamlardan etkiler taşıdıkları çok çeşitli çalışmalarda belirtilmiştir. Türkmen bahşılarının icraya “yol” demeleri ve destan anlatımını yolculuğa çıkmak olarak kabul etmeleri onların destan anlatımı ile Şamanların kendinden geçer halde yaptıkları yolculuklar arasında bir ilinti olduğunu gösterir. Şamanlar gibi seçilmiş kişiler olan bagşılar, anla- tımları ve çaldıkları nağmelerle dinleyenleri bir yolculuğa çıkarır, bu yolculuk Şamanların esrime yolculuğuna benzer. Bagşılar, anlattıkları ile dinleyenleri gerçek dünyanın dışında bir seyahate çıkarırlar. Türkmen bagşısı, destan anlatımına bir törene katılacakmış gibi hazırlanır. Toyda des- tan anlatacak bagşı, toya temiz bir ruh hali ile gelir, toyun esas unsuru ve onur konuğudur. Bagşı toy günü destan icrasından önce toy sahibini tebrik eder, toydaki eğlencelerden uzak kaldığı gibi yemeği de kalabalıkla beraber değil, tek başına yalnız yer. Özellikle Harezm bölgesi bagşılarında gördüğümüz üzere, destan anlatımından önce bagşı afyon almakta ve bu sayede “yol”a, destan anlatımına daha kolay girmektedir (Kominek 1997: 75-76). Bagşı, kalabalığın orta yerinde, merkezi bir konumda kendisi için hazırlanan yere oturur, ev sahibine, iyi dileklerde bulunur ve icraya başlar. Eğer toya katılan bagşı sayısı fazla ise onlara

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2