Uygur Türklerinde Bazı Maddi Kültür Olguları ve Bunların Dini Siyasi Sosyo-Kültürel İşlevleri

70 Doç. Dr. Fatih BAKIRCI T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Mihin Banu’nun yeğeni Şirin’in sarayına gönderilmek üzere hazırlanan bir cenaze ritüeli olarak düşünüldüğünde bunun sıradan kişiler için kullanılmadığı da ifade edilebilir. Bu tür yeni bir hayata geçiş ritüellerinin kökeninde “doğum düşüncesi” esaslı uygulama- ların yer aldığını ileri süren Serkina Galina’ya göre keçe, post, halı gibi yaygılar, ölen kişinin dünyadan tecridi ve kendi dünyasını yeniden var etmesinde kullanacağı araçlardır (geniş bilgi için bk. 2006: 185-195). Örneğin hayvan postunun defnedilmede kullanılması Türk kültürünün bir parçasıdır (Zasetskya 1994: 22, Galina 2006: 187). Bu geleneğin Türkmenler tarafından da devam ettirildiği, cenaze merasimlerinde tabutları ipek halılarla örttükleri bilinmektedir (Turkme- niya l, 1929: 86, Galina 2006: 187). Bütün bu cenaze kaldırılması sırasında kullanılan yaygılar Türk kültüründe ölümlük halı veya kilimlerin (geniş bilgi için bk. Bekir 2012) ortaya çıkmasına hatta üzerlerinin hayat ağacı motifleriyle işlenmesine neden olmuştur. Uygur Türklerinin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde yazılan Ferhad ü Şirin hikâyesinde de bu uygulamanın geçmesi, Türk dünyasında ortak bir gelenek olan bu ölümlük halı veya kilimlerin Uygur Türkleri arasında da var olduğunu gösterir. Yukarıdaki metinde Ferhad’ın cenazesiyle ilgili vücudunun harir hulleler le “ipek<ten yapıl- mış> cennet elbiseleri” sarılıp kefenine gülab “gülsuyu” dökülüp hoş kokular ve tütsüler verildiği görülmektedir. Farklı maddi kültür ögelerinin yine cenaze ritüelleri sırasında kullanıldığı dikkat çeker. Timür’ün cenazesinde gül sularıyla yıkanıp ipekli kumaşa sarılarak mahfeye konuldu- ğu belirtilir (Aka 2000: 34). Günümüz Uygur Türklerinde özellikle kefenlemeden sonra kefene gülsuyu serpilmesi ve keçeye sarılması gibi ölüyü uğurlamaya dair çeşitli uygulamalar Ferhad’ın uğurlanışına yakın bir şekilde devam etmektedir. Aşağıdaki satırlar bunu göstermektedir: Cenaze yıkandıktan sonra kefenlenir. Kefenlik beyaz kumaştan yapılır, iğne kullanılmaz, kumaşın kendisinden çıkarılan iplerle bağlanır. Erkekler üç kat, kadınlar beş kat kefenlenir. Ependi’ye göre ise erkeklerin kefeni iki kat, kadınların üç kat olur. Kefen iç kefen ve dış kefen diye ikiye ayrılır. İç kefen ölenin boynun- dan dizlerine kadar olan kefendir. Dış kefen ise bütün vücudu saran kefendir. Ke- fenin üzerine gül suyu veya zemzem suyu serpilir. Sonra beyaz keçeye sarılarak tabuta konulur (Öger vd. 2013: 52). Ömer Baki’nin bir başka eseri Leyli vü Mecnun ’da yine ölen âşıklar bulunmakta ancak bu eserde ölen Mecnun için benzer cenaze ritüeli düzenlenmemiştir. Sadece kefenlenip tabuta konulduğu ifade edilmek suretiyle hikâye tamamlanmıştır (bk. Alper 2016: 90, 113). Sonuç Doğu Türk yazı dilinin etkin olduğu alanlardan biri olan Kaşgar, Yarkent, Hoten, Aksu, Kuça gibi kültür merkezlerinde 16. yüzyıl başından 18. yüzyıl ortalarına kadar kaleme alınan eserlerden bazılarını tarayarak elde ettiğimiz maddi kültür olgularının bir kısmını ortaya koymaya çalıştık. Bu maddi kültür ögelerinin kullanım alanı ve işlevlerini tespit ederken Türk kültüründe var olup olmadığını gözler önüne sermek için karşılaştırmalar yaptık. Özellikle günümüz Uygur Türklerinde var olan maddi kültür ögelerinin kullanım alanı ve işlevlerinin Türk dünyasında or- tak kullanımlar olduğunu gördük. Ölüm, savaş araç gereçleri ve giysilerle ilgili bu dar kapsamlı

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy