YAĞMUR RİTÜELİNDE SİMGELER VE BÜYÜ
270 Mevlüt ÖZHAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı sesler yağmur bulutlarını getirecek, gerçek gökgürültüsüne dönüşerek yağmurun yağmasını sağ- layacaktır. Dağıstan’ın bir köyünde yapılan yağmur duasında Kuran’dan ayetler okunur, hayvanlar ve yavruları birbirlerinden ayrılır ve meleşmeleri sağlanır (Gözaydın 1987, 167). Ülkemizdeki yağmur dualarında suya atma, suyla ıslatma motifi değişik şekillerde işlen- mektedir. İnsanları suya atma, toplu olarak suya girme (atlama), birbirlerini suyla ıslatma, ölmüş bir atın kafa kemiğini, insan iskeleti veya kemiğini, tabut, asma çubuğu, sopa, ağaç vb. objele- rin suya atılması yaygın ve değişik şekillerde uygulanmaktadır. İnsanlar suyun yaşamlarındaki önemli rolü nedeniyle onu kutsal olarak görmüşler, tapınmışlardır. Suyun yaşamlarının sürekliliğini sağlayan ana unsur olmasının yanı sıra ruhsal olarak ta arındırma özelliği olduğuna inanmışlar- dır. Su insanları biyolojik kirlilikten arındırdığı gibi ruhsal kirliliklerden de arındırmaktadır. Bazı yörelerimizde duaya katılanların içinden bir veya birkaç kişi suya atılarak ıslatılır. Genelde; imam, sevilen kişiler, zengin kişiler tercih edilir. İnsanları suya atma su ile temizlemenin, arınmanın simgesel bir gösterisi olur. Suya bir kişinin atılmasıyla o kişide meydana gelen arınmanın bütün toplumun arınmasını da sağladığına inanılır. Her türlü kötülükten ve günahlardan arınan kişinin, topluluğun dileğinin daha kolay ve çabuk yerine getirileceği için yağmur kısa sürede yağacak inancı insanları bu uygulamaya yöneltmiş olabilir. Bir diğer bakış açısıyla bir kişinin suya atılması veya duaya katılanların toplu olarak suya girmeleri, birbirini ıslatmaları suyla temaslarını sağlar. Suya hasret kalan insanların ve onun kişi- liğinde doğanın, toprağın suyla birleşmesi taklit edilir. Böylece taklit büyüsü yapılarak, yağmurun yağması, toprakla birleşmesi sağlanır. Başka toplumlarda da benzer uygulamaların olduğu yapılan araştırmalarla tespit edilmiş- tir. “Ural dağlarının doğusunda yaşayan Ulu Katay, Salcıvıt, Barın –Tabın Başkurtlarında yağmur tılsımı olarak birbirini suya atmak, birbirine su serpmek âdeti vardır.” (İnan 1986, 165). Çuvaşlar ’da toplu yemek yendikten sonra suyun içine atlanır. Atlamadan kaçanlar yakalanıp suya atılır (Koz 2007, 188 ). Rusya’da yağmur yağmadığında; kadınlar oradan geçen bir yabancıyı yakalayıp nehre atarlar ya da baştan aşağı ıslatırlar. Geçen yabancının tanrı ya da ruh olarak kabul edildiğini görüyoruz. Burada tanrı veya ruhu simgeleyen yabancı, yağmurun yağmasına engel olduğu dü- şüncesiyle suya atılarak cezalandırılır. Cezalandırılan tanrının, ruhun tersine büyü mantığı ile yağmuru yağdıracağına inanılır (Frazer, 17). Sumatra’nın bir bölgesinde, köyün bütün kadınları yarı çıplak nehre girerler, birbirlerine su atarlar. Bir kara kedi suya atılarak yüzmeye zorlanır, daha sonra kıyıya kaçmasına izin verilir, ka- dınlar arkasından su atarlar. Frazer bu örnekte hayvanın renginin büyünün bir parçası olduğunu, kara olduğu için gökyüzünü karartacağı ve yağmur bulutlarını getireceği şeklinde yorumlamak- tadır (Frazer,18). Burada kara kedinin suya atılması temas büyüsünü oluşturur. Kedinin renginin kara olması bulutları simgeler, suya atılması ise bulutla suyun bir araya gelmesini simgeliyor. Dolayısıyla temas büyüsü oluşuyor. Bu büyüyle de yağmurun yağacağına inanılır. Komşu kültürlerden Babilonya mitolojisinde bereket ve bolluk tanrısı Tammuz, ana tan-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx