YAĞMUR RİTÜELİNDE SİMGELER VE BÜYÜ

271 Yağmur Ritüelinde Simgeler ve Büyü Gelenek, Görenek ve İnançlar rıça İştar’ın kocası ve sevgilisidir. Her yıl Tammuz ölüyor ve toprak altına gider. Karısı İştar da onu aramaya ve geri getirmeye gider. İştar giderken “yaşam suyu” ile ıslatılır. Tammuz’un geri dönmesi için toplu törenler yapılır. Temmuz ayında yapılan törenlerde flütler çalınır, Tammuz’un heykelinin yanında ağıtlar yakılır, heykeli de arı suyla yıkanır (And,13). İştar’ın arı suyla ıslatıl- ması, Tammuz’un heykelinin yıkanması, Tammuz’un çabuk gelmesini sağlayacağına dolayısıyla ülkeye bereket ve bolluğun geleceğine inanılan büyüsel işlemlerdir. Buradaki büyüsel uygula- mayla yağmur duasında, suyun içine girme veya ıslatma eylemiyle yapılan büyü aynı amacı taşımaktadır. Ülkemizde en sık görülen büyüsel uygulamalardan biri de tahta, sopa, asma çubuğu, ağaçtan yapılan tabut, oklava, çobanın değneği gibi objelerin suya atılmasıdır. Ağaç insanların her dönemindeki yaşamlarında büyük rol oynamıştır. İnsanın oluşumuyla ilgili mitolojik öykülerden tutun, yaşamın her alanında önemli yer almıştır. İnsanların ilkel yaşamlarından bugüne gelince- ye kadar geçirdikleri gelişim evrelerinde de ağaç, kültür ögesi ve inanç unsuru olarak varlığını sürdürmüş, sürdürmektedir. Dünyanın birçok kültüründe ağaç kutsal sayılmakta, Hayat Ağacı, Gök Ağacı, Kozmik Ağaç adı verilen bir ağacın varlığına inanılmaktadır. Kozmik ağaç dallarıyla, gövdesi ve kökleriyle, gökyüzü, yeryüzü ve yeraltı arasında bağ kurar. “Altay mitolojisine göre gökyüzüne doğru çok büyük bir çam ağacı yükseliyordu. Gökleri delip çıkan bu ağacın tepesinde ise Tanrı Bay-Ülgen otururdu” (Ögel 1993, 90). Türk mitolojisinde Ülgen en yüce tanrı olarak kabul edilir. Bereket bolluk verir, yılın nasıl geçeceğini bilir. Şamanlar bu bilgileri almak için tören yaparlar. Önce dokuz budaklı bir ağaç dikerler, çeşitli hareketler, mimikler yaparlar, konuşurlar ve budakları tek tek çıkarlar. En tepedeki budağa vardıklarında Tanrı Ülgen’den yılın yağışlı mı, kurak mı geçeceği, bereketli mi yoksa sıkıntılı mı geçeceği, canlıların üremelerinin, insanların yaşamlarının nasıl olacağı konusunda bilgiler alır ve o bilgileri insanlara iletir. Hitit mitolojisine göre bereket tanrısı Telepinu’ nun öfkelenerek ülkeyi terk etmesi üzerine doğa canlanmaz, insanlar, hayvanlar üremezler, ülkede kıtlık baş gösterir. Telepinu bulunup geti- rildikten sonra doğa canlanır, üreme başlar. Tanrının dönüşünü kutlamak için törenler düzenlenir. Törenlerde çeşitli ayinler, mitosların canlandırılması ve anlatımı yapılır. Törenin bir bölümünde tanrının önüne bir ağaç direk dikilir, üzerine koyun postu asılır. Bu direğin koyunların yağı, buğ- dayın taneleri, şarap, sığır, koyun, uzun yaşam ve çok çocuk( sahibi olma) anlamına geldiği açıklanır 2 (Hooke 1995, 118-120). Böylece baharın gelmesine, üremenin sağlıklı ve bol olmasına büyüsel olarak katkı yapıldığına inanılırdı. Değişik kültürlerde ağaç, tanrılara iletilecek isteklerde aracı olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde de Hıdrellezde gül ağacının altına dilek bildiren yazılı kâğıtlar bırakılması, kutsal bilinen ağaçlara bez, çaput, ip vb. şeylerin bağlanarak tanrıdan istekte bulunulması bu kültürden kaynaklanmaktadır. Yağmur dualarında ağaçtan yapılmış cisimlerin kullanılması ve suya atılmasının kökeni yukarıda belirttiğimiz kültürlere dayanr. Ağacın yeryüzü ve gökyüzü arasında bağlantı kurduğu 2  GASTER, Thespis adlı eserinde “Tapınağa her dem taze bir ağaç (eyan) dikilir, dallarına koyun postları asılır, bu arada koyunun içyağı, tahıl, bir öküz ve bir koyun sunulur tanrıya” şeklinde açıklıyor. (s.377)

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx