YAĞMUR RİTÜELİNDE SİMGELER VE BÜYÜ

274 Mevlüt ÖZHAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı isteği dile getirilir. Çocuğun yeşil dallarla süslenmesinin yağmurun yağmasını çabuklaştıracağına inanılır. Çocuğun o haliyle diğer çocuklarla birlikte köyü gezmesi sırasında her eve vardıklarında üzerine su dökülmesi yağmurun yağışını simgelemektedir. Aynı zamanda burada bir büyü işlemi gerçekleşmekte. Çocuğun üzerine dökülen su ile yağmurun yağması arasında büyüsel bir bağ kurularak taklit büyüsü oluşturulmaktadır. Suyu, çocuğun üzerine dökerken yağmur benzetmesi yapılmakta, böylece, suyun, çocuğun üzerindeki yeşilliklerle buluşması gibi yağmurun da top- rakla buluşacağı, ekinlerin, otların, ağaçların canlanacağı, suların bollaşacağı, köylerine bereket geleceğine inanılır. Safranbolu’da, çocuklar, duvar diplerinde, viraneliklerde yetişen kabak yaprağı benzeri enli yapraklı Kabalak adı verilen bitkinin yaprağını uzunca sırıkların üstüne iplerle bağlarlar, elle- rine alıp kendi mahallelerinde gezdirirler (Ataman 1934, 28). Dünyanın diğer ülkelerinde de ağaç dallarının, yapraklarının, yağmur yağdırma törenle- rinde simge olarak yer aldığını değişik kaynaklardan öğreniyoruz. Bizdeki uygulamanın benze- rini Frazer’in verdiği şu örnekte görüyoruz. Servianlar, Yunanlılar, Bulgarlar ve Romanyalılar, kuraklık zamanı bir kızın üzerindeki giysilerini çıkarırlar, başından ayağına kadar ot, yeşillik ve çiçeklerle örterler. Dodola adı verdikleri bu kız, bir grup genç kızla köyü gezer, her evin önünde, Dodola dans eder öteki kızlar da etrafını çevirerek Dodola şarkısı söylerler, evin kadını, kızın başına bir kova su döker. “Bu gibi törenlerde, üzeri yapraklarla örtülü genç kız bitkilerin ruhunu temsil etmektedir, onun suyla ıslatılmasıysa yağmurun bir taklididir” (Frazer, 16). Kosova’da bir çingene çocuğunun giysileri çıkarılıp, üzeri; ağaç dalları ve yapraklarıyla örtülerek gezdirilir. Törenin adına Demir Dodole denir (Hafız 1982, 243-45). Dağıstan’ın çeşitli bölgelerinde düzenlenen yağmur törenlerinde çıplak bir adam ya da çocuğun üzeri ağaç dallarıy- la kapatılır, diğer çocuklar tarafından ev ev gezdirilir. Bu kişiye “Pesapay”, “Gudu”, “Gudi” isimleri verilir (Gözaydın, 1987 166). Romanya’da yağmur yağmadığı zaman çocuklar “Papamda” adı verdikleri bir tören yapar- lar. Çıplak çocuk, ağaçların bol yapraklı küçük dallarıyla örtülür, diğer çocuklarla evleri gezerek yiyecek toplarlar. Bu törenle birlikte haç şeklinde birbirine tutturulan iki değnek, renkli kumaş artıklarıyla süslenir, bezenir ve sonra toprağa gömülürdü. Bebeği toprağa gömme sırasında, si- yah elbiseler giyilir ve gerçekten bir cenaze töreni varmış gibi ağlanır. Böylece mutlaka yağmur yağacağına inanılırdı (Gözaydın 1976, 7585). Ağaç dallarıyla kapatılan (maskelenen) kişi çevresindeki kişilerce bir tasvir değil, bitki ru- hunun gerçek temsilcisi gibi görünür. Çocuk ev ev gezdirilir, gezme sırasında yağmur isteğini belirten sözler söylenir. Her evden, bitki ruhunu simgeleyen çocuğun üzerine su dökülerek taklit büyüsü oluşturuluyor. Bitki ruhu ve suyun birleşmesinin sağlanmasıyla oluşan büyü yağmur yağ- masını da sağlayacak. Evlerden verilen yemekler ise bitki ruhunun gönlünü yapmak, yağmur yağdırmayı sağlamak amacını gütmektedir. Çocukların yaptığı uygulamalardan bir diğeri de çocukların yağmur gelini olarak gezdiril- mesidir. Yağmur gelini olan çocuk, giysilerinin üzerine beyaz bir gömlek giydirilerek ya da üze- rinde hiçbir şey olmadan, çıplak gezdirilir. Bu çocukların, annesinin ilk kızı/oğlu olması, öksüz ve fakir olması tercih edilir. Çünkü tanrının bu çocukların dileklerini daha çok yerine getireceğine

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx