YAĞMUR RİTÜELİNDE SİMGELER VE BÜYÜ

267 Yağmur Ritüelinde Simgeler ve Büyü Gelenek, Görenek ve İnançlar sik ya da fazla olmamasına, aksi takdirde yağmurun yağmayacağına inanılır. Toplanan taşlar; tek tek dua okunarak, dil ucuyla veya ağza alıp ıslatılarak, ya da dua okunup üflenerek torbalara doldurulup akarsuyun içine bırakılır. Bazı bölgelerde cami avlusundaki havuza, akarsu memba- larına, bir su birikintisine veya denize bırakılır. Bazı bölgelerde de üzeri yazıldıktan sonra doğ- rudan suya atılır. Taşlara dua okunması veya üzerine dua yazılması İslam inancından gelmiştir. Aslında toplum, yukarda belirttiğimiz kültürlerin etkisiyle taşın doğaüstü gücü ve büyü gücünden yararlandığına inanmaktadır. Fakat dinin etkisiyle taşlara dua okuyup üfleyerek, üzerine dua ya- zarak dini kutsallık kazandırılır. Böylece büyüyle, dini inanç bir arada uygulanarak taşın büyüsel gücü artırılmış olur. Taşın, suyun içine konmasıyla başka bir büyüsel işlem gerçekleşiyor. Su ile birleşen taş, yağmurun toprakla birleşmesini simgeler. Orta Asya topluluklarındaki Yada taşı da yağmur yağdırabilmesi için birkaç gün suyun içinde bekletiliyor, ondan sonra yağmur yağdırmak için kullanılıyordu. Taşın suya atılmasındaki büyü gücünü Orhan Acıpayamlı şöyle yorumlar: “taş kuraklık çeken bir araziden alınmıştır. Bu arazinin ıstırabı vardır. Uzun müddet rahmet yüzü gör- memiştir. Bu arazi suya hasrettir. Bu durumdaki araziye ait bir taş parçası, daha doğrusu parça- ları, yağmur duası dolayısıyla su ile temasa getirilmiştir. Su ise yağmurun bir parçasıdır. O halde susuzluk sebebi ile ıstırap çeken bir bütünün parçası olan taş, yağmurun bir parçası olan su ile temas halindedir. Şu halde, burada, sihrin temas prensibini hatırlatmamız faydalı olacaktır. Bir bütünün bir parçası üzerine yapılan etki derhal ve aynen bütüne geçer. Örneğimizde bir arazinin ufak parçası üzerine yapılan su etkisi derhal bütüne yani araziye geçecektir. Bu geçmenin sonu- cunda ise taşın ıslanması gibi bütün o arazi de ıslanacaktır. Yani o araziye yağmur yağacaktır” (Acıpayamlı, Yağmur Duası II,236 ). Çanakkale Bayramiç Menderes çayında yapılan yağmur duasında toplanan taşlar bir çuvala konulduktan sonra, üstündeki elbiselerini çıkararak sadece iç çamaşırıyla kalan bir kişi tarafından taşınarak çayın kenarındaki yüksek bir yere çıkartılır. Adam, taşlarla birlikte halk tara- fından itilerek çaya düşürülür. Adam, omuzundaki çuvalla, üzerinden sular akarak çaydan çıkar ve yüksek yere gelir. Yeniden iteklenerek çaya düşürülür. Bu işlem üç kez tekrarlandıktan sonra yağmur duasını yaptıran hafız tarafından alnından öpülür ve çuval teslim alınır, taşlar çuvaldan çıkartılıp üzerine dua okunmak üzere halka paylaştırılır. Okunan taşlar yeniden çuvala doldurulup çaya götürülüp gömülür, üç gün sonra çıkartılır (Tanyu, 115). Bu uygulamada taşların su ile tema- sının dışında bir canlının da teması söz konusu. Suya atılan kişinin, suyla teması, suyun dışında olan insanların da temasını sağlayacağı düşünülerek taklit büyüsü oluşturulur. Uygulama drama- tik bir gösteriye dönüşmüştür. Bir kişi çıplak halde taşlarla birlikte suya atılır, çıkıyor ve yeniden atılıyor, imam tarafından karşılanıyor, anlından öpülüyor. Bu uygulamayla kişiye, yağmur getiren kutsal bir varlık, bir ruh gibi davranılır. Sudan her çıkışında üzerinden ve omuzundaki torbadan akan sular toprakla birleşir. Dolayısıyla yağmurun yağması, toprakla birleşmesi simgeleştirilir. Getiren kişi de simge olarak kutsallaştırılıyor. Adamın üzerinden akan su, toprakla birleşiyor, top- rağın bir parçasıyla birleşen su bütünüyle de birleşir düşüncesiyle temas büyüsü yapılır. Taşla yağmur yağdırma uygulamaları başka toplumlarda da görülmektedir. Batı Afrika’da özel bir taş suya daldırılarak veya üzerine su serpilerek yağmur yağdırılırdı. Bir Samoan köyünde belli bir taş, yağmur yağdıran tanrının temsilcisi olarak dikkatle saklanırdı (Frazer, 15). Tacida Hafız, Tarih boyunca Kosova’da Arnavut, Sırp, Müslüman, Karadağlı ve Rom

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx