Azrail İnancının Türk Halk Kültürüne Yansımaları

306 Prof. Dr. Esma ŞİMŞEK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı lirler. Çıldırlı Âşık Şenlik’in; “ Sefil Şenlik der ki bu dünya fâni / İskender Ürüstem Süleyman hani / Ecel pazarından kurtaran canı / Azrail’den mühlet alan öğünsün ” dediği gibi, sınavı kazanarak ömrünü uzatanlar çıkabilir. Tıpkı, Âşık Hacı Karakılçık’ın “Memiş Emmi” adlı türküsünde söylediği gibi: “İt daladı kırk gün yaptılar aşı Sanırsın Azrail bunun kardaşı Üstüne devrildi değirmen taşı Bizim Memiş çekti çekti ölmedi,” (Artun 2013: 228) Dede Korkut Hikâyelerinden “Deli Dumrul Hikâyesi”nde ve bunun Antalya, Ankara, Tokat, Bolvadin, Üsküp, Konya/Ağrı, Elazığ, Niksar/Tokat, Silvan/Diyarbakır ve Azerbaycan varyantları ile TTV (113. Masal /Azrail’in Evi) ve AaTh (889. Masal) tip kataloglarında kahramana canına karşılık can bulması şartıyla belli bir süre mühlet verilir (Şimşek 2016: 414-418). Burada Azrail, yol gösteren bilge insan rolündedir. Bu masallardan biri de Boratav tarafından tespit edilmiştir. Masalda (adı belirtilmiyor), bir heybe altına sahip olmak isteyen kahraman, evlerine gelen misafir ile arkadaş olup, bilmediği bir evde yedi yıl kalmaya razı olur. Kahramana evi teslim eden, üç yıllığına evden ayrılır ve dizlerine kadar kana bulanmış bir şekilde geri döner. Daha sonra iki yıllı- ğına gider, karnına kadar kana bulanmış halde döner, üçüncü gidişinde ise boynuna kadar kana bulamış halde gelir ve kendisinin Azrail olduğunu söyler. Azrail buna bir heybe dolusu altın ile bir avuç toprak verdikten sonra evine gönderir. Toprağı annesiyle babasının görmeyen gözlerine sürmesini, sonra da terlikçinin kızı ile evlenmesini söyler. Ardından, evlendiği gün öleceğini de öğrenen kahraman evine dönüp Azrail’in söylediklerini yerine getirir. Ancak evlendiği gün Azrail’i karşısında görünce canını almaması için yalvarır. Azrail, canına karşılık can bulmasını söyleyince önce annesine gidip; “Aman ana canım ana / Can alıcı geldi bana / Can yerine can istiyor” diye yalvarır . Annesi babasına, babası da eşine gönderir. Eşi daha o canını istemeden gönüllü olarak vereceğini söyler. Azrail, bunların canını bağışlayarak 75’er yıl daha ömür vererek oradan ayrılır (Boratav 2001: 168-170). Bu masala göre Azrail, “ak saçlı ihtiyar” rolündedir. Kahramanı çeşitli şekillerde dene- dikten sonra zenginlik vererek, iyi bir kızla evlenmesini sağlayarak ve 75’er yıl daha (ikisi de 25 yaşlarındadır) ömür vererek ödüllendirir. Bilindiği üzere ölüme mahkûm olan insanlara son dileği sorulur. Bu durum fıkralara da konu olmuş ve ölüme mahkûm olan kişi gözü açıklık yaparak son arzusunu gerçekleştirmeyerek ömrünü biraz daha uzatmak istemiştir. Örneğin, son arzusu olarak piyangodan büyük bir ikra- miye çıkmasını isteyen adam piyango bileti almayarak ömrünü uzatır. Arnavutlar arasında ise bu olayın kahramanı Nasreddin Hoca’dır. Nasreddin Hoca, Azrail canını almaya geldiğinde, son arzusunun namaz kılmak olduğunu söyler, ama bir türlü namazını tamamlayıp sona erdirmez (Boratav 2006: 77). Bu durum Allah’ın hoşuna gider ve onun canını bağışlar. Çeşitli Türk boylarında kötü adı olan kişilere Azrail’in yaklaşmadığına inanıldığından, çocuklarının yaşamasını isteyen ebeveynler onlara kötü isimler koyarlarmış. Kazak Türkleri arasında anlatıldığına göre, Cetpisbay Ağa, evine Azrail’in gelmesini önlemek için oğluna “Rus”

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy