Bir Macar Kroniği Chronica Hungarorum’daki Türk Kültür Ögeleri

294 Mesude ŞENOL T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Kronik’te “Emese’nin Rüyası” adı verilen efsaneye göre “...Macar liderlerinden Elöd’ün oğlu Ügyek’in İskitya’da, Enodbili’nin kızından bir oğlu olur ve adını bir olaya atfen Álmos 4 koyar- lar. Annesi ona hamileyken rüyasında bir kuş görür, bu kuş ona Turul kuşu biçiminde görünür. Kuşbaşını kadının göğsüne yaslar, ardından rahminden ışık saçan bir kaynak hâsıl olur, kaynak buradan çıkarak yabancı topraklarda çoğalır. Bu rüya gerçek olur, çünkü ihtişamlı krallar onun so- yundan gelmişlerdir ve daha sonra yabancı topraklarda, yani burada Pannonia’da, sayısız kavim üzerinde hüküm sürmüşlerdir. Rüyaya Macarca “álom” dedikleri, bu çocuğun doğumu da böyle bir rüyada bildirildiği için, ona Álmos adını verirler. İnanışına göre Macar hükümdar ailesinin soyu olan Arpad sülalesi, kendilerini Turul kuşundan gelmiş olarak kabul etmişlerdir” (Rásonyi, s.72). Bilindiği üzere yırtıcı kuşlara, diğer mucizevi kanatlı hayvan, geyik vb. hayvan üsluplarına Gök Tanrı inancının etkisi altında kalmış olan İskit, Hun ve Macarlarda da rastlanmaktadır. Yine yırtıcı kuşları, Türklerin ongun yani tamga olarak kullandıklarını da biliyoruz. Ayrıca Kronik’te Hun Hükümdarı Attila’nın kalkanının üzerinde hükümdarlık arması olarak başında taç ile birlikte doğan resmi de yer almaktadır. Türklerde yırtıcı hayvanlar, eskiden beri boyların sembolü olarak saygı görmüştür. Genel olarak her Türk boyunun kendine has olarak kutsal kabul ettiği, at, geyik, dağkeçisi, boğa ve yırtıcı kuşlar gibi bir takım ongunları bulunmaktaydı. Bunlar, genelde tamga halinde kullanılırdı. Bozkır kültürü ve Türklerin dinî inançlarının birer yansıması şeklinde olan ongunlar, kutsallığın yanı sıra işlevsel açıdan aidiyet ve sahipliği ön planda tutmakta idiler. Oğuz boylarının ongunları da doğan kuşu türlerinden meydana gelmiştir (Ögel, s.591-592). Leviratus Geleneği Eski Türklerde ölen erkek kardeşin dul kalan karısı ve dul kalan çocuksuz üvey anne ile evlenme anlamına gelen “Leviratus geleneği” vardır. Yurt tutan Macarlar Avrupa’da ayakta kalmak, Pannonia’yı ebedi yurt olarak muhafaza edebilmek amacıyla siyasi olarak din değiştirmişler ve Hristiyan dinini seçmişlerdir. Hristiyanlığı kabul ettikten sonra Aziz István adını alacak olan, Macar Kralı Geza’nin oğlu Vajk’ın taç giyerek Hristiyan olmasından sonra bile halk yüzlerce yıllık inanç ve geleneklerini kısa sürede bırakama- mıştır. Kronik’in “Kral Aziz István’ın Somogyili Koppány’a Karşı Mücadelesi” adlı bölümünde, Macarların Türk geleneğinde var olan “leviratus”un yer aldığını görüyoruz. Bu bölümde Kral Ist- ván, Tar Szerind’in oğlu olan Koppány ile takdire şayan bir mücadele yapar. Nedeni Koppány’ın Kral István’ın annesiyle leviratus yöntemi ile evlenerek, Kral István’ı da öldürüp kral olarak Ma- carların başa geçme isteğidir. Macarlar arasında var olan bu gelenek Hristyanlığı kabulden sonra kilise tarafından şiddetle yasaklanmıştır. Eckhardt’ın “Macaristan Tarihi” adlı eserinde de Ma- carlarda Leviratus geleneğinin olduğundan bahsetmiştir. Eckhardt bunu “…Dul kalan Macar ka- dını, ağır fiyatlarla satın alınan ve mirastan sayılan bir mülk telakki edilmesi dolayısıyla, ailenin kaybetmemesi için kocanın herhangi bir kardeşi veya akrabası kendisiyle evlenmeye mecbur edilirdi. Leviratus adı verilen ve Ahd-i Atik Yahudilerince de tanınmış olan bu âdeti birçok akraba 4  Macarca “alom” rüya, uyku anlamına gelmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy