Çuvaş Halk Kültüründe Nime (İmece) Geleneği ve Nime Türküleri

112 Doç. Dr. Bülent BAYRAM T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Nime Geleneği ve Türkülerinin Günümüzdeki Durumu Çuvaşların geleneksel kültürleriyle ilgili geleneklerin bir bölümü onların geçirmiş oldukları siyasî ve kültürel keskin değişim ve dönüşüm noktalarına rağmen varlığını sürdürmektedir. 19. yüzyılda şiddetlenen Hristiyanlaştırma faaliyetleri neticesinde geleneksel dinlerini büyük oranda resmî olarak değiştiren Çuvaşlar Hristiyanlığı benimseme düzeylerine göre birçok eski geleneğini terk etmiştir. Çünkü misyonerlik kaynaklarında da görüldüğü üzere yeni dinî kurumlar eskinin varlığından büyük orandan rahatsızlık duymaktaydı ve eskiye ait inançlar ritüeller vs. kesinlikle ortadan kaldırılmaktaydı. 1917 Sovyet Devrimi birçok halk için olduğu gibi Çuvaşlar için de keskin bir dönüm noktası daha olmuştur. Bu süreçte de geleneksel birçok ritüel kesin bir şekilde yasak- lanmış ve devam ettirenler sıkı bir takibat ve cezalandırma ile karşı karşıya kalmışlardır. Ancak bu süreçte yeni sistemin ideolojisiyle ters düşmeyecek bazı geleneklerin ve uygulamaların bu takibattan kurtulduğunu hatta desteklendiğini söyleyebiliriz. Karşılıksız ve toplumun adeta sınıf farkı gözetmeksizin katıldığı yardımlaşmalarla ilgili gelenekler ve ritüellerin yine dönüştürülerek sistemin hedefleri doğrultusunda halkın ortak malı durumuna getirilen tarlalar, ormanlar, hayvan çiftliklerinde vs. yapılan işler resmi olarak icra edilmekteydi. Halkın ev yapımı, çit yapımı, çatı tamiri vs. kendi işleri konusunda nime geleneğini devam ettirdikleri farklı dönemlerde gerçekleşti- rilen alan araştırmalarına dair notlarda kaydedilmiştir. Sovyet Döneminde derlenmiş olan metinle- rin çokluğu da bunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Nime geleneğinin varlığını sürdürmesi konusu karşılıksız yardımlaşma ve buna bağlı ritüellerin devamından daha çok bu ritüele ve ge- leneğe eşlik eden türküler konusundadır. Çünkü geleneksel icra ortamları olan hatta ortaya çıkış kaynağı olarak değerlendirebileceğimiz geleneğin zamanla ortadan kalkması nime türkülerinin de kaybolmasına sebep olmaktadır. Diğer tarafta nime türkülerinin kaybolması sadece geleneğin zayıflaması veya yok oluşu ile ilgili değildir. Türkülerin yok oluşunun diğer önemli sebebi icra edil- diği dilin yani Çuvaşçanın kullanımdan kalkması özellikle de yeni kuşakların artık sadece resmî kurumlarda değil gündelik hayatta da Rusçayı tercih etmesidir. SONUÇ Yaşadıkları bölgede güçlü bir yerleşik kültüre sahip olan Tatar Türklerinin dinî ve kültürel etkisine rağmen 16. yüzyılda Rusların hâkimiyetine girişlerine kadar Çuvaşlar geleneksel dinle- rini ve kültürlerini güçlü bir şekilde muhafaza etmiştir. Rus hâkimiyeti döneminde de Hristiyanlık karşısında 20. yüzyıla kadar sıkı bir direnç gösteren Çuvaşların geleneksel kültürleri de bu çerçevede 20. yüzyıl başına kadar korunmuştur. Yazılı edebiyatın da 19. yüzyıl sonunda ortaya çıkışı ve gelişmeye başlaması sebebiyle sözlü edebiyat da 20. yüzyıl başına kadar ağırlığını korumuştur. Nime geleneği ve buna bağlı türküler Çuvaşların hem geleneksel kültürlerini hem de sözlü edebiyat zenginliğini ortaya koyması bakımından önemlidir. Geleneksel törenlerin icra ortamlarının canlı olduğu durumlarda onunla birlikte icra edilen halk edebiyatı ürünlerinin icra edilişleri doğal bir durumdur. Nime Çarlık Rusyası döneminde başlayıp Sovyetler Birliği döneminde tamamen etkisini hissettiren modern kültür ve teknolojik yenilikler karşısında zayıflamıştır. Buna rağmen Sovyet sisteminin kolektif çalışmaları teşvik edici ve zorlayıcı yöntemi nime gibi sistemin temel felsefesiyle çelişmeyen hatta onu destekleyen geleneklerin ve halk edebiyatı ürünlerinin yeni dönemin ihtiyaçlarına uygun olarak dönüşüp yaşamasının önünü açmıştır. Geleneğin dö- nüşüm geçirerek günümüzde de varlığını sürdürdüğünü görmekteyiz. Ancak törene eşlik eden edebî metinlerin ana dili yitimi sebebiyle büyük oranda yok olduğunu söyleyebiliriz.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2