İşlev ve Yapısı Açısından Sinop’ta “Müğren Manileri” Üzerine Bir Değerlendirme

136  T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Bu çalışmada amaç; Sinop ili ve çevresinden derlenmiş müğren manilerini vermekten zi- yade, belirli bir sosyal ihtiyacı karşılayan, işlevi olan manilerin yapı ve içeriğe ait sabit niteliklerinin neler olduğunu göstermeye çalışmaktır. Özellikle yapı ve işlev temelli çalışmalar göstermektedir ki metnin ortaya çıkış sürecindeki her tür koşul metnin yapısını etkilemektedir. Bu bakımdan anonim ürünler hem şiirsel bir edebî metin hem de gerçek hayatın parçasıdırlar. Dolayısıyla bir maniyi, türküyü ya da başka bir türü değerlendirirken onun gerçek yaşamdaki işlevinin yapı üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu görmek mümkündür. V. Propp’un yapısal yaklaşımında ( Propp,1985: 25) görüldüğü gibi metinlerin değişen ve değişmeyen unsurlarını belirlemek, onla- rın kendine has özelliklerinin belirlenmesinde ve daha sonra da evrensel alanda türsel sınıflama yapılmasında etkilidir. Yapısal değişmezlik “bağlamsız metin ölüdür” (Malinowski, 1992: 98) gerçeği ile çelişe- ceğinden anlatıcının ve ait olduğu sosyo-kültürel yapının da değerlendirme dışında tutulmaması gerekir. Böylelikle belirli koşullar altında manilerin nasıl bir yapısal nitelik kazandığını görmek mümkün olabilir. Bu anlamda müğren manilerinde değişmeyen yapının ne olduğu ve işleve bağlı yapının nasıl biçimlendiği incelenebilir. İş yaparken söylenen maniler, içinde hareket barındırmakla birlikte bir olay, durum veya olguyu anlatmaktadır. Manide yer alan bu durum, olay ve olgular yapıyla alakalıdır. Öncelikle bu tip manilerin nasıl ortaya çıktığına bakmak mümkündür. Yani yaratıldığı, icra edildiği ortamın nitelikleri üzerinde durmak gerekir. Başta da belirttiğimiz gibi, bunlar iş manileri olduklarından, daha çok açık, geniş alanda, topluluk ile birlikte iken söylenirler. Genellikle Tem- muz ve Ağustos aylarında orak biçerken, mısır kazarken, buğday ekerken söylendiği, bir tarafın “Hey Heeeeeyyyy” ya da “Reriroşım” diye maniye başlandığı, imecilerin (yardımcıların) de karşı- lık verdiği, eğlenmek amaçlı mani söyleme âdetidir. Manilerin icra tarzı ile ilgili olarak kaynak kişi, şunları söylemektedir: “Biz müğren’i bir ağız- dan grup halinde söylerdik. Ben karşı gruba hitap ederdim. Karşı grup da bize müğren söylerdi. Bağırarak söylerdik ki sesimiz çok çıksın, dünürlük gelsin diye. Bizim sesimizi duyan köyün genç delikanlıları da tabanca atarlardı. Biz söylerken onlar da mermilerle havaya ateş edip bize cevap verirlerdi. Atışarak “ellik kolu”na giderdik, zaman geçerdi, iş biterdi.”(K.K.1) “Ellik kolu”, işi hızlandırmak, genç kızların kendilerinin çalışkan tarafını göstermek için yarışa girmesidir. Hızlı hızlı orak biçerek otlar kucağa alınır, sonra bir araya toplanıp bağ haline getirilir, iş hızlanıp daha çabuk biter . Başka bir kaynak kişi “ellik”in orak biçerken son iki parmağa giyilen tahtadan yapılmış bir çeşit koruyucu eldiven olduğunu belirtmektedir. Bu, orağın kesiciliğinden korunmak için kullanıl- maktadır ( K.K 2). Pek çok mü ğ ren manisinin içinde bu sözcük sıkça geçmektedir. Fakat burada sayısız mani içinden birkaç örnek seçilerek değerlendirildi. Müğren manileri ezgili, ritimli söylenmektedir. Özellikle manilerin geçişini sağlayan çoğun- lukla anlam taşımayan şu ifadeler uzatarak ya da tekrar edilerek söylenir.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2