Ordu’da Doğal Mantar Kültürü ve Ekoturizm

91 ORDU’DA DOĞAL MANTAR KÜLTÜRÜ VE EKOTURİZM Dr. Ahmet DAĞLI 1 Giriş İnsanların uzun zaman hemhâl olduğu mesleklerin onların kişilik ve karakterlerine tesir ettiği; hayata bakışlarında, insani değerlerinin gelişiminde olumlu veya olumsuz anlamda tesirli olduğu bir gerçektir. Kaplan bir yazısında “işçi”yi, toprağın altından cevheri çıkaran ya da çıkmış bir cevheri işleyen, yani ömrünü cansız bir maden ile geçiren kişi olarak tanımlar. Hayatını bu şekilde geçiren birine kıyasla hayvanlarla, bitkilerle zaman geçiren insan arasında zaman içinde büyük farklar oluşur. Bu üç uğraş alanı medeniyetlerin kimliğini belirleyecek kadar önemli bir konudur. Örneğin Türkler yerleşik hayata geçmeden önce atlı-göçebe bir medeniyetti. At onların hayatının her alanında idi. Büyük hayvan sürüleri yetiştirerek bir hayat yaşarlardı, hatta bazı hayvanlar onlar için kutsal idi. Sonra yerleşik hayata geçtiler ve yeni uğraşları toprak ve bitki oldu. Türklerin atlı-göçebe zamanlarındaki ve yerleşik tarım toplumuna geçtikten sonraki hayatı algılayışları, duyguları birbirinden farklıdır. Yani Orta Asya Türk atlı-göçebe insanı ile Anadolu yerleşik medeniyetinin insanı aynı yapıda değildir. Yerleşik hayata geçiş beraberinde ticareti ve zanaatı getirmiştir. “Esnaf” kelimesi hem zanaatla hem de ticaretle uğraşanları tanımlamakla birlikte Kaplan’a göre bir maddeyi işlemekle onu satmak başka şeylerdir. Zanaat erbabı ve ticaret erbabı farklı zihniyet ve ahlaka sahiptir. Ticaret işinin içine insanları kandırmak karışır. Hâlbuki bir maddeyi işlerken insan o maddenin zaruretlerine uyar (1983: 143-145). Türklerin üçüncü büyük değişimi, batı medeniyetinin etkisiyle şehir yaşamıdır. Artık “me- denî”, “şehirli” anlamına gelir ve medenî insan, topraktan, bitki ve hayvandan uzaklaşmış yeni bir hayatın insanıdır. Şehirlileşen insanın ruhuna artık tarla, ağıl, bitki, hayvan değil, “işlenmiş madde”ler tesir etmektedir. “Şehir” medeniyeti insanları işçilerdir fakat onlar artık “zanaat” erbabı değil makinelerin bir parçası, mahkûmudurlar. Modern dünyanın işçileri fabrikada, kendisi olmadan çalışmayan me- kanik makinenin bir parçası, bir dişlisi durumundadır. Makine durmadan aynı hareketleri tekrar- 1 Ordu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi

RkJQdWJsaXNoZXIy NzMzNDcy