Fransızca "Gravüre" sözcüğünden adını alan Gravür sanatı, kazıma veya çukur baskısı sanatı şeklinde tanımlanır. Özellikle ağaç ve metal gibi çeşitli zeminler üzerine desen ve kabartma oluşturacak şekilde farklı araç ve gereçlerle zeminin çizilmesi,oyulması ve derinleştirilmesi sonucu oluşan yüzey desenleme işlemine gravür denir.M.Ö 7. yüzyılda Ortadoğu ve Uzakdoğu minyatürlerinde tabakalara basılmak suretiyle bir resmin birden fazla baskısının alındığı bilinmektedir. Asıl baskı sanatı diyebileceğimiz yöntem ise kağıdın bulunmasıyla başlamış ve gelişmiştir.Zaman içinde,çeşitli yöntem ve tekniklerle yapılan baskının belirgin olması açısından, daha yumuşak bir malzeme olan kil kullanılmış ve böylece asıl baskı yöntemi diyebileceğimiz teknik bulunmuştur.
Başlangıçta, ahşap üzerinde uygulanan gravür zamanla tabanca ve av tüfeklerinin metal yüzeylerinde yoğunlaşmıştır.Ahşap uygulaması ise dipcik ve el kundağı kısımlarında hala kullanılmaktadır. Gravürleme işlemini gerçekleştirirken kullanılan malzemeler kurşun kalem,silgi,keski zımpara,su zımparası, çelik uçlar,mengene ve çekiçtir.
Yüzey desenleme işlemi(gravür), metal üzerine kurşun kalemle desenin çizilip, çekiç ve çelik uçlu kalem yardımı ile talaş kaldırma şeklinde hatlar oluşturulup, kalemle çizilen desenlerin çizgileri takip edilerek yüzey gravürlenir.Bununla beraber metal yüzeyde perspektif oluşturmak için, farklı uçlu keskilerden yaralanılır.
Bitkisel desenli motifler (üzüm asması,meşe palamudu vb.) kullanılmakla beraber silahlar üzerinde av konulu tasvir örnekleri görmek de mümkündür.Bu tasvirlerde, bıldırcın, sülün, çulluk, ördek gibi hayvanlar resmedilmiştir. Somut Olmayan Kültürel Miras çalışmaları kapsamında "Gravür Sanatı" İl Envanterine kaydedilmiştir.