Arkadaşlar, dostlar, aynı meslekten kişiler veya toplumun çeşitli kesimlerinden kişiler, kendi aralarında oluşturdukları gruplarla; sırayla evlerde, köy odalarında, bağlarda, bahçelerde, eğlenme, sohbet, yardımlaşma, dayanışma gibi amaçlarla toplanırlar. Bu tür organizasyonlara Türk kültürü ve geleneğinde “Gezek” adı verilmiştir. Anadolu’nun hemen her yöresinde düzenlenen gezekler Afyon’da da varlığını sürdürmektedir. Rasgele, düzensiz toplantılar değil, aksine belli kuralları olan, disiplinli ve çekici organizasyonlar olagelmişlerdir gezekler.
Az nüfuslu, gelenek ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlı bireylerden oluşan Afyon’da hemen herkesin birbirini tanıdığı dönemlerde (4-5 yüzyıl önce) gezeklerin düzenlendiği, bu gezeklerde o günkü toplum kurallarını ihlâl etmeyen eğlenmelerin yapıldığı, küçük gezek gruplarının belli günlerde toplanarak kendilerine ait sorunları tartıştıkları, sohbet ettikleri “Mesnevi”, “Ahmediye”, “Muhammediye”, “Vahdetname” türünden eserlerin okunduğu bilinmektedir.
Cumhuriyet’in ilânını izleyen yıllarda gezeklerin daha da yaygınlaştığı ve çoğunun sazlı sözlü eğlenceye yönelik olduğu kaynak kişilerce belirtilmektedir. Afyon’un Yunan işgalinden kurtuluşu, yıllarca süren savaşların sona ermesi, yeni ve modern bir toplumsal yaşama geçiş ve bu yaşamın getirdiği rahatlık, huzur ve güven ortamı oluşması gibi nedenlerle toplumun eğlence ağırlıklı gezeklere itibâr ettiğini söylemek mümkündür. Sazlı sözlü gezeklerin yanı sıra daha çok sohbetlere yönelik, esnaf ve sanatkârların sorunlarının konuşulduğu gezekler de varlıklarını sürdürmüşlerdir. Bu yıllarda gezeklere katılan kaynak kişilerin anlattıklarına göre: “On-on iki yeni yetme (delikanlı) sözleşirler, toplandıktan sonra aralarında kur’a çekilir ve toplanma günleri sıraya konulurdu. İlk toplantıda gezeğin disiplinli ve uygun geçmesi için bir kolbaşı tayin edilirdi. O kolbaşı toplantı sona erene kadar türlü şikâyet ve dilekleri usulüne göre yürütür, icabında ceza koyar, riayet etmeyeni gezekten ihraç eder, onun sözü kanun gibi geçerdi. Toplantıya içkili gelmek yok. Dini bilgiler, öğütler verilir, icabında zaman zaman saz çalanlar davet edilir, güzel türküler çağırılır, oyunlar oynanır, gece geç vakit umumi arzu üzerine katmer yapılır, birkaç kilo pekmez veya dahan (tahin) sofraya konur, hep birlikte yenir, bundan sonra 11-12 peşkirle yüssük (yüzük) oynanır.”
Gezeklerin genellikle haftada bir kez olmak üzere cumartesi günleri yapılma düzeni bugün de sürüyor. Kimi gezeklerin 15 günde bir yapıldığını da belirtelim. Gezeklerin, gezekçiler tarafından seçilmiş bir başkanı ve başkan yardımcısı bulunur. Başkan gezek organizesini yapar, yürütür; gezekle ilgili kuralların uygulanmasından sorumludur. Kurallara uymayanlar için çeşitli cezalar belirlenmiştir. Bu cezalar arasında para cezası da vardır. Toplanan ceza paralarıyla son gezekten sonra ziyafet çekilir veya çeşitli eşyalar alınarak katılımcılara dağıtılır.
Toplumsal yaşamın renkli bir öğesi olan gezeklerde kurallara uymaya alışan gençler, ileride disiplinli ve sorumlu bir yaşam içinde zorluk çekmemişlerdir. Gezeklerde kurulan arkadaşlık bağları köklü ve sağlam biçimde uzun yıllar sürmüştür. Yemeksiz gezekler olduğu gibi yemekli gezekler de öteden beri varlıklarını sürdüre gelmişlerdir. Yemekli gezeklerin kendine özgü sofra eğlenceleri olmuştur. Mesela, “yemeklerin padişahı” denen ve tatlıdan sonra mideyi bastırsın gerekçesiyle sofraya konan bamyanın yenilişi sırasında ipiyle pişirilen bir dizi bamya kimin kaşığına gelirse o kişi önceden tespit edilen bir miktar para cezasına çarptırılırdı. Talihsiz bamyacı parayı hemen oracıkta ödemek zorundaydı. Bu komik olay yemek yiyenlerin gülüşmelerine yol açardı.
Yemekli gezeklerin sazlı sözlü olanları, nadiren de olsa içki içilenleri vardı. Bu tür gezeklerde fasıllar geçilir, sevilen şarkı ve türküler, özellikle Afyon türküleri söylenirdi. Bu gezekler sayesinde Afyon türküleri unutulmaktan kurtulmuş ve kuşaktan kuşağa geçerek günümüze kadar gelmiştir. Özellikle son 40-50 yıldır bilimsel ve tenolojik gelişmelerle baş döndürücü bir hızla değişen dünya ve Türkiye, değişen değer yargıları, gelenekler, görenekler... Bu değişimlerden doğaldır ki gezekler de etkilenmiş değişen şartlara göre tekrar tekrar şekillenmiştir. Bu süreç içinde gezeklerin eğlence fonksiyonları giderek azalmıştır; ancak yerel kültür öğelerini kuşaktan kuşağa aktardıkları da yadsınamaz.
Son 40-50 yıldır gezek grupları çeşitlenerek, yeni yeni biçimler alarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu süreç içinde Afyon gezeklerini geçirdikleri aşamalara göre sıralamak veya tasnif etmek mümkündür:
Akraba Gezekleri: Akraba bireyleri arasında kaynaşmayı, dayanışmayı sağlamak amacıyla haftada ya da on beş günde bir genellikle yemekli olarak düzenlenen gezeklerdir. Yeni evliliklerin, yeni doğumların ve katılımların genişlettiği, ancak akrabalık ilişkilerinin giderek zayıfladığı günümüzde bu tür toplantılar toplumsal bir kalkan görevi üstlenmişlerdir.
Arkadaş Gezekleri: Gezekler bir yerde arkadaşlık kurumunun yarattığı organizasyonlardır. Mahallede, okulda, askerde, spor kulüplerinde kurulan arkadaşlıklar gezekler yoluyla yaşam boyu sürmüştür. Bu tür gezeklerin yemekli, eğlenceli olanları, yemeksiz olanları süre gelmiştir. Arkadaş gezeklerinde en çok oynanan oyun tombaladır ki bu oyun bugünkü sayısal lotoya benzer.
Esnaf Gezekleri: Türk âhilik kurumunun bir uzantısı olduğu anlaşılan esnaf gezekleri varlığını öteden beri sürdüren ve esnafın çeşitli kesimlerinde yaygın olan bir gezek türüdür. Bu gezekler esnaf arasında dayanışma ve yardımlaşmayı, bilgi alış verişini sağlama yönünden esnafın ilgi gösterdiği organizasyonlardır.
Dini Gezekler: Esnaf, memur, işçi, tüccar gibi her türlü meslek erbabının ilgi duyduğu 15-20 kişi arasında organize edilen dini gezekler, 50-60 yıldır dikkat çekici bir biçimde gelişen organizasyonlardır. Sohbetlerin dini konularda yoğunlaştığı, dini bilgilerin verildiği bu gezeklerde Kur’an okunur, âyet ve hadisler nakledilir, açıklanır.
Köy Gezekleri: Afyon civarındaki köylerde de uzun yıllardan beri gezekler düzenlendiği bilinmektedir. Bunlara “Ferfene” denmiştir. Özellikle kışa girerken yaşıtların teşkil ettikleri 8-10 kişilik gruplarla düzenlenen ferfenelerde köy gençleri günün koşullarına göre eğlenmişlerdir. Değişen toplum ve koşullar günümüzde ferfenelerin sürmesini engellemektedir.
Yerel Kültürü Yaşatma Gezekleri: Afyon’un kaybolan, unutulan kültür değerlerini, kültür varlıklarını canlandırma, bunları kitapta, CD’lerde toplama ve gelecek kuşaklara aktarma hevesindeki bir kısım Afyon sevdalısı insanlar tarafından düzenlenen gezeklerdir. Bu gezeklere katılanlar Afyon’un yerel kültürüne ilgi duyan, bu kültür değerlerini gün ışığına çıkarmaya ve onları tanıtmaya çalışan, tüccar, iş adamı, gazeteci, memur, üst düzey yönetici, emekli gibi çeşitli statülerde olup hemen hepsi birikimli kişilerdir. Bu gezeklere zaman zaman bakan, milletvekili, rektör, dekan, genel müdür düzeyindeki Afyonlular misafir olarak katılmışlardır.
Gezeklerde “Arap aşı” ve “helva çekme”, yemekli gezeklerde “sıra yemeği” ikram edilmesi, öteden beri gelenektir. Yemekli olsun, yemeksiz olsun gezeklerde “Arap aşı” denilen bir tür hamur işi ikram etmek vazgeçilmez bir gelenek halini almıştır. Son yılların gezeklerinde pek görülmeyen Arap aşı, lokma halinde çiğnenmeden yutulurdu. Bu aşın sindirim sistemini temizlediği söylenir. Gezeklerin bir eğlencesi de “helva çekme”dir. Bu iş de eski gezeklerin solan renkleri arasında kalmıştır. Bu helva, tel helva olup İzmit’in ünlü pişmaniyesine benzer bir tatlıdır. Helva çekme özel bir bilgi ve beceri isteyen bir iştir.