­ BARTIN EVLİLİK GELENEKLERİ / DÜĞÜN | Kültür Portalı

Bartın Evlilik Gelenekleri / Düğün - Bartın

Gelenekler-Görenekler

Bir hafta süren eski Bartın düğünlerinde; gelenek ve görenekler, halk müziği, türküler ve halk oyunları, kısaca folklorik öğelerin tümü iç içe sergilenirdi. Evlenme çağına gelen oğullarını evlendirmeye karar veren aile, gelin adayını seçerek kız isteme ve söz kesme aşamalarını tamamlar. Sonra sıra nişan törenine gelir. Nişanı takiben ilk hafta içerisinde kız evi tarafından oğlan evine gönderilen yemekten sonra, aileler arasında başlayan samimiyet ve dostluk, karşılıklı ziyaretlerle daha da gelişerek devam eder.

Nişandan belirli bir süre sonra düğün tarihi tespit edilir. Gerekli hazırlıklar için çıkılan “Bazar”da; ağırlıklar ve kız tarafına hediyeler alınır, eksikler giderilir, kız tarafınca alınan başlık parası da gelinin çeyizi ile damat ve yakınlarına alınan hediyeler için harcanırdı. Artık her şey hazırdır. Cumartesi günü başlayacak düğün, Perşembe günü sona erecektir. Nikah ise, ya düğün sırasında veya daha önce davetlilerin huzurunda kıyılır.

Cumartesi Günü: Düğün, öğleden önce “Başlık Töreni” ile başlar. Oğlan evinden kız evine gönderilen bir tepsi helvanın misafirlere ikramı ile başlayan eğlence bir hafta sürecektir. Aynı gün öğleden sonra kadınlar arasında tekrarlanan bu törene de “Helva Kesmesi” denir. Gece eğlenceleri oldukça coşkuludur.

Pazar Günü: Cumartesi günü kız evinde başlayan ve gece yarısına kadar süren eğlenti akşam yeniden başlar.

Pazartesi Günü: “Boya Günü”dür. Öğleden sonra damat ve gelinin yakınları ve davetli bayanlar kız evinde toplanırlar. Mahalli kıyafetleriyle “Sıra”ya çıkan genç kızlar, ud çalıp türkü ve maniler söyleyerek gece yarısına kadar eğlenceye devam ederler. Sıra, genç kızların düğün evinde yüksek bir yerde yan yana oturmalarıdır.

Salı Günü: İkindi namazından sonra “Yük Alması” vardır. Damat’ın yakınları kız evinden çeyizleri çıkarken gelinin küçük kardeşi eşyanın üzerine oturur, bahşiş ister. Kız tarafı da bahşişe karşılık oğlan tarafına ipek mendil verir. Akşam oğlan evinde damat ve arkadaşlarına verilen ziyafete ve yapılan eğlenceye “Oğlan Kınası” adı verilir. Kız evindekiler, eğlenceyi gecenin bir saatinde keserek hazırlanan bohçalar ve çalgılarıyla birlikte oğlan evine gelirler. Eve yaklaşıldığında, “damadı isteriz” diye bağırarak kendilerini karşılamaya mecbur ederler. Damat, gelenleri karşılar, eğlence sabaha dek hep birlikte devam eder.

Çarşamba Günü: “Yatak Düzeltmesi” günüdür. Öğle üzeri toplu halde oğlan evine giden kız tarafı gelinin odasını hazırlar. Akşam kız evinde yapılan ve “Kız Kınası” adını alan tören, düğünün en önemli olayıdır. Genç kızlar yine Sıra’ya çıkmışlar, Delikanlılar da daraba (ağaç bahçe çitleri) arkasından kına gecesini seyretmektedirler. Aralarındaki nişanlı gençler, sıradaki nişanlılarına mendiller içinde kuruyemiş gönderirken, mendili götüren Düğüncü Kadın'ın bunları çeşitli esprilerle kızlara dağıtması günlerce konuşulur. Genç Kızlar, Daraba arkasından kendilerini seyreden gençlere taşlama yapar, Delikanlılar da cevap verirler.

  • Kızlar: Daraba arkasından Bak böyle de bak böyle Hep bakmayla olmaya Bi türkü de sen söyle
  • Delikanlılar: Gece geçtim duyduy mu? Sevdiğim uyuduy mu? Benim sana yanduğumu Anaya duyurduy mu? Bu kez delikanlılar sıradaki kızlardan çeşitli türküler isterler. En önemli istek türküsü “Mavili Mavili” dir. Ki, aralarında ilgi olduğu bilinen veya yakıştırılan genç kızla delikanlının isimleri yanyana anılır. Mavili mavili ela kız Bilemeyom kimleriy Yıldız kız Aman aman elini, Yabancılarıy gelini Ahmet çok seviyomuş Yari de yangun olmuş Ahmet armut yer misiy? Mahallede bir misiy? Saa Yıldız’ı alıvarcaz Ona gadunum der misiy? Nakarat Ev altında malaklar Ahmet Yıldız’ı kovaklar Eğer tutabilirse Saçını başını yolaklar Eğlence ve türküler devam etmekte, saz ekibi ve oyuncularıyla birlikte oğlan tarafı da gelmek üzeredir. Misafirler, manilerle karşılanırlar. Hoş geldin hoş üstüne, Gel otur köşk üstüne, Sen mi geldin? Sevdiğim Her sözün baş üstüne. Hoş geldin diyemedim, Bir mendil veremedim, Sen mi geldin? Sevdiğim Ben seni bilemedim.

Biraz sonra, geceye adını veren “Kına Yakma” töreni başlayacaktır. Davetliler önce içinde 10 tane mum yanan bir tepsiyle içeriye giren kadının arkasında Gelini görürler. Gelin kız, yüzü işlemeli bir örtüyle kapalı olarak merdivenlerden inmektedir. Bu sırada “Gelin indirme Türküsü” söylenir. Merdivenden iner iken Ayağıma battı diken Ayrılıktır belin büken Aman felek sen kavuştur. Askerim beşyüzelli Alaylarda adın belli A kız senin saçın telli Aman felek sen kavuştur. Bakraçları susuz koyan Koca evi ıssız koyan Anaları kızsız koyan Aman felek sen kavuştur.

Gelin kız, kaynanasının önüne oturtularak avuçlarına kına yakılır. Önce kaynana, sonra da yakınları hanımlar gelinin avuçlarına birer altın koyarlar. Genç kızların türküleri devam etmektedir. Oy Feride’m Feride’m Ne bakarsın geriden Kurbanlık koyun gibi Ayrılıvaracay sürüden Aman efendim aman Samanlık dolu saman Eller düğün yapıyor Bizim düğün ne zaman? 

Sazlar ve türküler eşliğinde oyunlar sürerken, gelin de oynatılır. Kaynana gelinin başına para saçar. Gece yarısına doğru damat ve arkadaşları da börek yemeye gelirler. Çengiler çalar, oyunlar oynanır, yemekler yenilir, içilir. Damadın arkadaşları maniler söyleyerek kız evinden isteklerde bulunurlar. İstekleri karşılanmazsa gideceklerini ima ederler. “Ey Gaziler” türküsünü hep bir ağızdan söylerler.

Muhallebi isteriz, Baklava da olmalı, Biz buradan gitmeyiz Canlı tavuk gelmeli. Bu istekleri çoğaltmak ta mümkündür. Bundan sonra damat ve arkadaşları kız evinden ayrılarak hamama giderler. Buna “Güvey Hamamı” denir. Damadın ayrılışından sonra oğlan tarafı da düğün evinden ayrılır, ancak kız evindeki eğlence sabaha dek sürer.

Perşembe Günü: “Hak Alma Günü”dür. Gelin kız gelinliğini giymiş, düğün alayını beklemektedir. Öğle zamanı, oğlan tarafı kız evine hareket ederken damat, sağdıç ve yakın arkadaşları ile birlikte diğer bir arkadaşının evindedir. Damat ve arkadaşları, gelinin oğlan evine gidişine kadar “Damat Odası” denilen burada eğlenilecek, damat tıraşı da burada yapılacaktır. Hazırlıklar tamamlanınca gelin, dayı ve amcasının kolunda gelin arabasına bindirilir. Düğün alayıyla birlikte eğlence de oğlan evine taşınacaktır. Düğün alayının oğlan evine geldiği haberini getirene damat tarafından bahşiş verildikten sonra; damat ve arkadaşları, öğleden sonra yapılacak olan “Koltuk Töreni” için eve hareket ederler. Gelin, merdiven başında hayat arkadaşını karşılar ve koluna girerek davetlilerin huzuruna gelirler. Bir süre oturduktan sonra “Düğüncü Kadın” tarafından odalarına çıkarıldıklarında; damat gelinin yüzünü açar ve “Görümlük” takar. Düğüncü kadının lokum ikramına karşılık da bahşiş verir. Bir kaç dakika sonra Düğüncü Kadın öncülüğünde genç çift odalarından alınarak davetlilerin yanına gelirler. Burada, Sağdıçın “Düğüncü Kadına” bahşiş vermesiyle “Koltuk Töreni” sona erer.

Damat ve arkadaşları damat odasına çekilirken eğlence sürmektedir. Artık, Cumartesi günü başlayan ve Perşembe gününe dek süren düğün, yatsı ezanıyla birlikte sona erecektir. Yatsı ezanından sonra, namaz kılmak üzere camiye giden damat ve arkadaşlarının Hoca eşliğinde eve dönüşleri, önceden hazırlanarak yakılan çıralar ve lüks lambalarının ışıkları arasında, çeşitli espriler ve eğlenceyle oldukça görkemli olur. Herkes hocanın okumaya başladığı duanın bitimini beklemekte, bir yandan da düğünün hatıralarda kalacak son olayının hazırlıkları yapılmaktadır. Damat ve hocayı izleyen gözler, duanın bitimiyle birlikte görevlerini yumruklara terk eder. Arkadaşlarınca yumruklanan damat, kurtuluşu odasına kaçmakta bulur. Düğünden sonraki Cuma günü “Duvak Günü”dür. Öğleden sonra gelin ve damatın yakın arkadaşları misafirliğe gelirler. Gelinin arkadaşları, çeyizi görmelerinden sonra hep birlikte yemek yerler, eğlenirler.

Cumartesi günü gecesi, yeni evlilerin kızın annesini ziyaret etmelerine “Üçgünleme” bir hafta sonraki Perşembe günü başlayan karşılıklı ziyaretlere de “Ömürleme” denir. Eskilerde çok detaylı adetler yumağı olan bu şenlikli Bartın Düğünleri; günümüzde oldukça sadeliğe bürünmüştür. Eski düğünler artık hatıralarda yaşamakta, bu konuda yazılmış eserlerde ve sahne oyunlarında yaşatılmaktadir.

Kaynak: Mitolojiden Gezginlere Bartın Kültür ve Turizm Envanteri sy.68

Görüntülenme Sayısı : 4819    Eklenme Tarihi : 30 Eylül 2014 Salı    Güncellenme Tarihi : 03 Aralık 2021 Cuma