Kabadüz-Yokuşdibi arasında Harami Köyü hudutları içinde,asfalt yolun biraz aşağısında tarihi bir çeşme vardır. Oluklu Çeşmesi adıyla anılır burası. Bu çeşme iki kişinin ancak kucaklayabileceği silindir şeklinde, yontma taşlarla örülmüş ve üzerinde burayı yaptıran Felekli Ailesi'ne ait taşlara çepe-çevre kazılmış bir kitabe var. Bu kitabeye göre çeşme 1846'da yapılmış. Çeşmenin yanı başında, geçen yüz yıl Çambaşı yolculuğunun atlarla yapıldığı devirlerde bir büyük han vardı.

Meşhur “Yol Aydını Hanı“ olarak tanınan bu hana şehir ve çevrenin tanınmış kişileri,eşrafı,ağa ve beyler misafir olabilirler,öyle her yayla yolcusu buraya birkaç saatliğine de olsa kabul edilmezmiş. Günün birinde yöredek ağalarından birinin biricik kızı hastalanmış, görünürde herhangi bir hastalık emaresi yokmuş fakat devamlı başı ağrıyormuş kızcağızın. Ağa İstanbul’a dahi götürüp doktorlara göstermiş evladını, fakat hiçbir fayda bulamamış. Baş ağrısı dinmemiş bir türlü. Günün birinde buradan geçen bir yaşlı kişi haberdar olmuş kızcağızın derdinden. Babasına haber salmış. "Evladını şu büyük hanın üst katında, Oluklu Çeşmesi'ne bakan bir odaya yerleştir. Hep orada kalsın fakat her gün çeşmeden akan suyun şırıltısını da dinlesin. Bunu hiç ihmal etmesin." Ağa son bir ümitle bu teklifi kabul etmiş. Derhal hanı gelip geçene kapatmış kızını da çeşmeye bakan bir odaya yerleştirmiş. Kısa süre sonra 5-10 adım ötedeki çeşmenin kurnalarından şarıl şarıl akan suların sesiyle kızının baş ağrılarının azar azar dindiğini ve tamamen ortadan kaybolduğunu görmüş. Yol Aydını Hanı ve Oluklu Çeşmesi bu olaydan sonra Çambaşı’na atla çıkan yolcuların uğrak yeri olmuş.

Yol Aydını Hanı günümüzde yıktırılarak tamamen ortadan kalkmış fakat mimarisi bakımından bir başka benzeri bulunmayan Oluklu Çeşmesi sık sık ziyaretçilerle karşılaşılmaktadır.

Kaynak: Ordu Efsaneleri/Ordu Folklorundan Damlalar-Sıtkı ÇEBİ