­ TAŞKAPI | Kültür Portalı

Taşkapı - Van

Efsaneler

Taşkapı olarak bilinen yapı, Van’ın 5 kilometre kuzeydoğusunda, Akköprü Mahallesi’ndedir. Kayaya oyularak iki dikey dikdörtgen çerçeve içine alınmış ve yüzeyinde Urartu çivi yazıları bulunan bir kaya nişidir.

Urartu Kralı İşpuini dönemine ait olan Taşkapı, Urartu dini ile ilgili bilgilerin bulunduğu önemli kaynaklardan biridir. Kapı üzerindeki kitabede, Urartu ülkesi içinde kutsanan tüm tanrı ve tanrıçalar, bunlara sunulan günlük kurban listeleri ve kutsal sayılan dağ, nehir ve kentler bildirilmiştir. Kitabenin bulunduğu nişin hemen ön tarafında, yatay dikdörtgen şeklinde, kayaya oyulmuş bir de kurban sunağı bulunmaktadır.

Taşkapı’ya Meher kapısı’da denmektedir. Meher, “aydınlatan” anlamına gelen bir kelimedir.  Tanrı Haldi’nin buradan bir ışık demeti içinde çıkacağına inanıldığı için bu isimle anılmıştır.

Taşkapıyla ilgili çeşitli inanışlar vardır. Bu yapının bir hazine kapısı olduğu, yılda bir kez, ancak bilinmeyen bir zamanda ve sürede açıldığı ile ilgili efsaneler anlatılır. Efsanelerden biri şöyledir:

Akköprü mahallesi’nde yaşayan Çoban Kız’ın yolu bir gün nasıl olmuşsa Taşkapı’nın bulunduğu tarafa düşmüş. Sabah erkenden hayvanlarını önüne katan Çoban Kız, Taşkapı’nın bulunduğu kayalıkların eteklerinde otlak bir alan bulmuş, hayvanlar otlağa yayılmışlar. Çoban Kız da kapının bulunduğu kayalıklara tırmanmış, kapının önüne gelmiş. Kapıyı, kapı üzerindeki yazıları, şekilleri seyre dalmış.

İnanışa göre bu kapı bir hazine kapısıdır ve yılda bir kez açılır, çok kısa süre açık kalır ve kapanırmış. Tesadüf bu ya, kapının o yılki açılma zamanı Çoban Kız’ın kapının önünde bulunduğu ana denk gelmiş. Kapı birden bire, büyük bir gürültüyle açılmış. gördükleri karşısında dili damağı kuruyan Çoban Kız, anlık şaşkınlığını üzerinden atmış ve açılan kapıdan içeri girmiş. İçeri girdiğinde şaşkınlığı bir kat daha artmış. İçerisi ağzına kadar altınla doluymuş. Çoban Kız hemen heybesini doldurmaya başlamış, bunu da şunu da alayım derken, süre tamamlanmış, Taşkapı açıldığı gibi yine büyük bir gürültüyle kapanmış; Çoban Kız içerde kalmış. Akşam olmuş, Çoban Kız’ın geri dönmediğini görenler, merak edip aramaya çıkmışlar. Aramışlar, taramışlar, sonunda hayvanları Taşkapı’nın bulunduğu bölgede bulmuşlar. Hayvanlar bulunmuş ancak Çoban Kız ortadan yok olmuş. İzleri takip ede ede Taşkapı’ya kadar çıkmışlar, Çoban Kız’ın ayak izleri, tam kapının önünde bitiyormuş. Kapının hikâyesini bilenler, Çoban Kız kapının önüne geldiğinde kapının açıldığına, kızın içeri girdiğine, kapı kapanınca da kızın içerde kaldığına hükmetmişler.

Rivayet edilir ki, Çoban Kız’ı kurtarmak için kapının önünde bin bir keçi, bin bir koyun, otuz üç deve kurban edilmiş, kapı yine de açılmamış. Yapılacak tek şey kalmış; bir yıl süreyle kapının önünde, tekrar açılacağı günü, saati beklemeye karar vermişler. Tam bir yıl sonra kapı açılmış, bekleyenler hemen içeri girmişler. Çoban kızı omzunda altın dolu heybesiyle ayakta, taş kesilmiş halde bulmuşlar. Kapı kapanmadan dışarı kaçmışlar. Böylece de Çoban Kız’ın akıbeti anlaşılmış.

Kaynak: Kültür ve Turizm Envanteri III, Halk Kültürü I, Sayfa: 144

Görüntülenme Sayısı : 2731    Eklenme Tarihi : 26 Haziran 2018 Salı    Güncellenme Tarihi : 26 Ekim 2021 Salı