Hz. Nuh (A.S), Babil şehrinde doğmuş olup 40 yaşında iken kendisine Peygamberlik görevi verilmiştir. 950 yıl kavmi arasında kaldığını ve onları dine, imana çağırdığını Kur’an-ı Kerim bildirir. Hz. Nuh (A.S) geceli, gündüzlü kendi kavmini Allah’ın dinine davet ediyordu. Fakat her seferinde ona kötü söz ve dayakla mukabelede bulundukları görülürdü. Hatta bir iki sefer, çok dövüp bayılttıktan sonra, çöplüğe bile atmışlardı. 950 yıl, bu zulme ve cefaya dayanan Nuh Peygamber, nihayet yüce Allah’a (C.C) şöyle dua eder: “Ey Allah’ım yeryüzünde hiçbir kâfir bırakma!” (Hud sures, 41. ayet) Allah da duasını kabul ederek, Cebrail’i (A.S) yanına göndererek yapılacak tufan ve gemi hakkında bilgi verdi. Günlerce ağaç çekip hazırladı. Kendisi de marangoz olduğundan bu iş ona kolay geliyordu.
Gemiyi Melek Cebrail’in gözetim ve planı ile üç katlı yapmaya başladı. Gemi bittikten sonra, içi ve dışı güzelce ziftlendi. Bu ziftle, içine su kaçmaması için daha da sağlamlaştırıldı. Altın ve Demir çizgilerde kullanıldı. Geminin eni 50 kulaç, yüksekliği 30 kulaç ve uzunluğu ise 300 kulaç olduğu söylenir. İkinci ayın on yedisinde yağmur 40 gün 40 gece yağdı.(43) Yerden çok sıcak sular fışkırdı. Yağmurlar tane tane değil, sağanak ve kazandan boşalırcasına geliyordu. Her yer bir kaynak oluvermişti. Hz. Nuh, her hayvandan birer çift olmak üzere, bir dişi bir erkek aldı. Yırtıcı hayvanları alt kata, evcil hayvanları ortanca kata, inananları da üçüncü kata yerleştirdi. İslami eserler, çok zararlı bazı ilk çağ hayvanları gemiyi almadığından, şimdi nesillerinin kesildiğini söylerler. Ayrıca insanlığın ilk babası Hz. Adem (A.S) in cenazesinin de gemiye alındığını kaydederler. Tufan’ın başlama parolası olan tandırdan suyun fışkırma haberi Hz. Nuh’a iletilince, derhal bütün inananlar gemiye koştu. Bunlar Hz. Nuh ve oğulları Ham, Sam, Yasef ve hanımları olmak üzere ya sekiz kişidirler, veyahut inananlarla birlikte 80 kişi olup, 40’ı kadın, 40’ı erkektir. Nuh’un oğullarından olan Yam (Ken’an) babasına annesi ile birlikte inanmadıkları için, gemiye binmek istemediler. Ben kendimi kurtararak, yüksek bir dağın tepesine giderim, diyordu. Fakat onun düşündüğü gibi olmadı. Dalgalar birbirini kovalar şekilde, boğuşurken, inanmayanlar dağ tepelerine doğru koşuyorlardı. Gemi’den bir daha oğlunu çağıran Nuh (AS) ret cevabını alınca azgın bir dalga Yam’ı hemen içine alıp sularda kaybetti. Bu olayı gören Nuh Peygamber çok üzülerek, oğlunu andı. Fakat Allah (CC) “O senden değildir.” buyurdu.
Bu gemiye binen sekiz veya seksen kişi anlamında Seman'dır. (Seman ın adı verilir ki, şimdi onların sayıları ile ilgili Cudi Dağı'nın eteğinde bir köy bulunur. Bu çevre Heştan olarak adlandırılır. Bunun anlamı da sekiz-seksenler dir.) Gemi 150 gün su yüzünde kalır. Bu aylara yetecek kadar beraberlerinde yiyecek ve malzeme almışlardır. Gemi Muharrem ayının 10.günü ve diğer takvime göre 7. ayın 17. günü Cudi Dağı"nda durdu. İşte yüce Allah’ın buyruğu: “EY YER SUYUNU YUT, EY GÖK SUYUNU TUT. SU ÇEKİLDİ VE EMİR YERİNE GELDİ. GEMİ CUDİ ÜZERİNDE DURDU. ZALİM OLAN KAVİM DEFOLSUN (HELAK OLSUN) DENİLDİ.”
Hz. Nuh (AS) bir ay veya daha fazla suyun çekilmesini beklemişlerdir. Beraberindeki son yiyeceklerini de karıştırıp bir nevi aşure yaparak yediklerini rivayet ederler. Hz. Nuh (AS) etrafı denetlemek amacıyla bir güvercini gönderdiğinde, dönüşte gagasında bir zeytin dalıyla döndüğünü gördü. Bu suların çekilmesine ve tufanın bittiğini göstermiş oluyordu. Böylece Nuh ve oğulları, müminler CUDİ’de Allah’a (CC) bir şükran ifadesi olarak, bir mescit ve mezbah (Kurban yeri) yaptılar. Daha sonra dağdan inerek Cudi eteğinde şimdi Silopiye bağlı Haştan (Heştiyan) köyünü kurup bina ederler. Heştan Köyü'nden sonra da Cizre'yi (Gerz u Bakaratda) ve Şehrinuh'ı (Şırnak) kurmuştur. Daha tamamıyla Cizre'ye yerleşmiş ve orada vefat etmiştir. Yüzde yüz hiçbir peygamberin nerede öldüğü belli değildir. Ancak İslam Peygamberi Muhammed (AS) in mezarı bellidir. Fakat. Hz. Nuh (AS) un mezarının burada olduğu yukarıda sayılan delillerden kesin sayılabilir.
Kaynak: Şırnak Valiliği, 2012, Şırnak Kültür Envanteri, 2. baskı, Ankara, Anıt Matbaacılık