­ GÜMÜŞHANE YÖRESİ AĞIZ ÖZELLİKLERİ | Kültür Portalı

Gümüşhane Yöresi Ağız Özellikleri - Gümüşhane

Dil

Yörenin Ağız Özellikleri

1) Belirli geçmiş zaman eki olan (dı, di,du, dü, tı, ti, tu, tü) ile ek fiilin bileşkesi olan “idi” dil birimi, Kelkit, Şiran ve merkezin yukarı köyleri ağızlarında kalın sıraya girer: ac_udu (aç idi), aç_uduh (aç idik) boş_udu (boş idi), boş_uduh (boş idik).

2) Belirsiz geçmiş zaman eki olan (mış, miş, muş, müş) ile ek fiilin bileşkesi olan “imiş” dil birimi, Kelkit, Şiran ve merkezin yukarı köyleri ağızlarında kalın sıraya girer: kor_umuş (kör imiş), kor_umuşuz (kör imişiz), yohsul_umuş (yoksul imiş, yoksulmuş).

3) şart kipi eki olan (sa, se) ile ek fiilin bileşkesi olan “ise” dil birimi, Kelkit, Şiran ve merkezin yukarı köyleri ağızlarında kalın sıraya girer: kor_usa (kör ise, korse), boş_usa (boş ise, boşsa), doğru_yusa, (doğru ise, doğruysa).

4) İle edatı yörede nen/nan biçiminde benzeşmeye girer; eğer kelime bir ünlü ile sonuçlanıyorsa araya (y) ünsüzü girer. ekmeknen (ekmek ile), yağnan (yağ ile), paraynan (para ile), zobbaynan (sopa ile). Aynı dil birimi inen/ınan, ünen/unan, biçimini alarak benzeşmeye girer: tikeninen (diken ile), yağrağınan (yaprak ile), zopayınan (sopa ile), domruğunan (tomruk ile), ağuyunan (ağu ile), gülünen (gül ile), sürüyünen (sürü ile). İle edatı Torul ve Yağmurdere'de kelimelere len/lan biçiminde bağlanır: Mehmetlen (Mehmet ile), Ayşeylen (Ayşe ile), atlan (at ile), arabaylan (araba ile).

5) Yazı dilinde hiç bir biçimde ünlü uyumuna katılmayan Şimdiki Zaman (-yor) eki, Bölgemizde (-iy, -ir) biçiminde incelip düzleşerek, ince kuruluşlu fiillerle uyuma girer: seviy: (seviyor), göriy: (görüyor), görir (görüyor), eşir (eşiyor).

6) Ek-fiilin Zarf-fiil eki (-ken), bölgemizde kalın ünlü taşıyan kelimelere eklendiği zaman uyuma girer. Bazı yörelerde (kene/kana) biçiminde de girdiği olur. geliykene: (gelirken), bahıykáne (bakıyorken).

7) Kalınlık-incelik bakımından Türkçemizin dil benzeşmesi kuralına aykırı olan yabancı kelimeler, bölgemizde benzeşmeye uğrarlar; Bu benzeşme, ilerleyici ve gerileyici ünlü benzeşmesi yolları ile gerçekleşir: ataş (ateş), afat (afet), avara (avare), enteri (entari), ezen (ezan), kirez (kiraz), birez (biraz), zalım (zalim), vahıt (vakit).

8) İncelik-kalınlık bakımından Türkçemizin dil benzeşmesi kuralına aykırı olan yabancı kelimeler, bölgemizde benzeşmeye uğrarlar; Bu benzeşme, ilerleyici ve gerileyici ünlü benzeşmesi yolları ile gerçekleşir:  hesret  (hasret),  eferim (aferin)  dene (tane), teze (taze), hecer (hacer), esger (asker), heram (haram), bayaz (beyaz), camal (cemal), barabar (beraber)

9) Yazı dilimizde kalınlık-incelik, düzlük-yuvarlaklık bakımından uyumlu olan birçok kelime, bölgemiz ağızlarında bozulmuş olarak kullanılır: Bazı kelimelerin önseslerinde bulunan kalın-düz-dar ünlüler, araştırma bölgemizin hepsinde ince-düz-dar olur: irah (ırak), ilıh (ılık), isıh (ışık). Sonsesleri ince-düz-dar olan kelimelere iyelik 3. kişi eki geldiği zaman, sonses ünlüsü benzeşmeye girer, değişme ekin ünlüsüne geçer: bori (boru), borusi (borusu), doğri (doğru), doğrusi (doğruss), guzi (kuzu), guzusi (guzusu),  yuhi(uyku), yuhuli (uykulu), böyüdi (büyüdü),ohudi (okudu), gori (koru), goruci (korucu), guyuci (kuyucu).

10) Yazı dilimizde ünlüsü dar olan kapalı ekler, kalınlık-incelik bakımından uyuma girerler. Gümüşhane Merkezinde de böyledir. Gümüşhane dışındaki bölgemizde ise artdamak ünsüzleriyle biten eklerde kalınlaşma ile benzeşme bozulur: güzelluh (güzellik), güzelluk (güzellik), yedük (yedik), yeduk (yedik).

11) Araştırma bölgemizin tümünde sonsesi ünlü ile biten çok heceli kelimelere, geniş ünlü ile başlayan bir ek getirildiği zaman araya bir (y) ünsüzü girer. Bu ünsüz, kendisinden önceki geniş ünlüyü ince-düz-dar duruma getirir ve kalınlık-incelik benzeşmesini bozar: tarliya (tarlaya), oviya (ovaya) deriye (dereye), neriye (nereye), başlıyacah (başlayacak), alkışliyacah (alkışlayacak).

12) Sonsesleri ince-düz-dar olan kelimelerden sonra, geniş ünlü ile başlayan bir ek gelirse iki ünlü arasına bir (y) ünsüzü girer ve ekin ünlüsü kalınlık-incelik bakımından sonses ünlüsünden önceki ünlüye uyar; yani (y) ünsüzü, kendisinden önceki ünlünün benzeşmesini engeller: sayiya, dartiya, örtiye, çüriyen, guriyan (kuruyan), anniyan (anlayan), çüriyerek, guriyarah.

13) Kelkit, Şiran'ın doğusu ve Torul'un Budaklı, Yurt, Kalkanlı ve Kirazlı köyleri yönlerinde, ince ünlülü heceler üzerine gelecek zaman kip eki kalın ünlülü haliyle getirilirse benzeşme olmaz: gidecayuh (gideceğiz), gidecayıh (gideceğiz).

14) Yörede kelime içinde v, n, ń, ğ, y, h gibi ünsüzlerin eriyerek düşmesi sonucunda bu ünsüzlerin yanlarındaki ünsüzler yan yana söylenirler. Buna dilbilimde ikiz ünlü (diftong) denir. Boaz (boğaz), daul (davul), deil (değil), oulsuz (oğulsuz), çocua (çocuğa), köün (köyün), yaış (yağış).

15) Dudak benzeşmesi, ünlülerin düzlük-yuvarlaklık bakımından kendilerinden önceki ünlüye uyumudur. Yazı dilimizde, kelime kökündeki yuvarlak ünlülerden sonra, ancak dar-yuvarlak ünlüler gelir. Bu durum, f, m, p, b, v, gibi dudak ünsüzlerinin, yanlarındaki düz ünlüleri yuvarlaklaştırmalarından ileri gelir. Bunun bölgemizde örnekleri çoktur: püşman (pişman), devür (devir), .evür (çevir), büşür (pişir). Buna karşılık Kelkit, Şiran ve Kürtün'de de bazı kelimelerdeki yuvarlak ünlüler düzleşirler: mıhdar (muhtar), armıt (armut).

16) Yöre ağızlarında kalın ünlülerde sık sık incelme olmaktadır. Bu değişime en çok a>e şeklinde gerçekleşmektedir. Bununla birlikte ı>i değişmesine de sıklıkla  rastlanmaktadır: heyir (hayır), ezen (ezan), hizek (kızak), heb (hap), ezrayil (Azrail), ehali (ahali), ehval (ahval), fegat (fakat), birez (biraz), yapdilar (yaptılar), gari (karı), gomşilar (komşular), bene (bana), biyen (bana), irmah (ırmak), pirahmış (bırakmış).

17) İnce ünlüler çeşitli şekillerde kalınlaşmaktadır. Özellikle ünlü uyumuna bağlı olarak ünlü kalınlaşmaları oluşabilir. Bu kuralın dışında da ünlü kalınlaşmaları ortaya çıkar. Gümüşhane yöresinde, ince ünlülerin kalınlaşması, olayı çok değildir. Oyle (öyle), haman (hemen) cızgı (çizgi), cızma (çizme), cırıt (cirit), çığna(çiğne-) kor (kör), yun (yün), havas (heves), görecah (görecek),  gelduh (geldik), divana (divane), hedaye (hediye).

18) Ünlü daralmasının bir kısmı “y” ünsüzünden önce gelen geniş ünlülerde görülür. Bu kuralın dışında da daralmalar görülür. Bir kısım daralmaların ise benzeşme yoluyla oluştuğu görülür. Geniş ünlüyle başlayan kelimelerin ilk hecelerindeki ünlülerin daraldığı görülür: umuz (omuz), üzür (özür), tilofon (telefon). Kelime ortasında da ünlülerin daraldığı görülür. Kimsiye (kimseye), mehliye (mahalleye), gahrıman (kahraman), tarliya (tarlaya), deriye (dereye), odiya (odaya), seniye (seneye). Son hecelerde de daralmalar oluşabilir:  mayış (maaş), kefin (kefen), patadis (patates),  isgemli (iskemle).

19) Dar ünlü genişlemesi özellikle i>e, ü>ö yönünde gerçekleşmektedir. Bununla birlikte ı>a, u>o değişimi de az da olsa gözlemlenmektedir. Dar ünlülerin genişlemesi de, daralma olayında olduğu gibi kelimenin önsesinde, ilk hecede, orta hecelerde ve son hecede görülmektedir: ehdişam (ihtişam), hedaye (hediye), dölbent (tülbent), ekiz (ikiz), ey (iyi), ehram (ihram), ehdiyar (ihtiyar), beçare (biçare), hekâye (hikâye), heç (hiç), belet (bilet), zencir (zincir), böyük (büyük), hökümat (hükümet), cahal (cahil), sahap (sahip), sinor (sınır). Dar ünlülü bazı eklerde, Kelkit, Şiran vemerkeze bağlı yukarı köylerde genişleme görülür: benem (benim), evliyem (evliyim), görmemişem (görmemişim), gelem (geleyim), ahşamliyin (akşamleyin).

20) Yörede dudak ünsüzü bulunmayan bazı kelimelerde de yuvarlaklaşma görülür. Bölgemiz ağızlarında düz ünlülerin yuvarlaklaşması, yuvarlak ünlülerin düzleşmesinden daha çok görülür: gaşuh (kaşık), yassu (yassı), hanum (hanım), buyuh (bıyık), funduh (fındık), çamaşur, (çamaşır), garannuh (karanlık), gaşuh (kaşık), sanduh (sandık), ayu (ayı), çarşu (çarşı), merdüven (merdiven), devrüş (derviş), erük (erik), çöşme (çeşme), yövmiye (yevmiye) dövlet (devlet). Torul ve Yağmurdere bölgesinde fiillerin bünyesindeki şahıs ekleri bu yuvarlaklaşmanın örnekleridirler: aldum (aldım), alduk (aldık), alacağum (alacağım), alacayuk (alacağız).

21) Ünlü düşmesi Gümüşhane ağzında çok heceli kelimelerin içseslerinde daha çok görülür. Bölgemiz ağızlarında kelime başında ve kelime sonunda ünlü düşmesi olayına pek rastlanmaz. Daha çok ünlüyle biten bir kelimeyi, ünlüyle başlayan bir kelime izlediğinde ünlü düşmeleri yoğun olarak görülür. Eyliği (iyiliği), gözlerni (gözlerini), haggaten (hakikaten), zırğan (ısırgan), sılıh (ıslık), pekey (pekiyi), hazna (hazine).

Gümüşhane ağızlarında kelime başında ünlü türemesi, daha çok (r) ünsüzü ile başlayan kelimelerde görülmektedir: irazı (razı), ireven (revan), urus (rus), urum (rum), uruba (ruba) urub (rub), iramazan (ramazan), iğirmi (yirmi), ireşber (rençper), ilimon (limon), ülüzgar (rüzgâr), Tırabzan (Trabzon) davuşan (tavşan) masiraf (masraf), tılısımlı (tılsımlı), irehmetli (rahmetli).

22) Gümüşhane yöresi ağızlarında ünsüz tonlulaşmasına, hem kelimelerde hem de eklerde oldukça sık rastlanmaktadır. Tonsuzlaşma hadisesi ise ilin doğu ve güney bölümlerinde yok denecek kadar az iken kuzey ve batı bölümlerde oldukça sık görülmektedir.

23) Yöre ağızlarında diğer Anadolu ağızlarında örnekleri çok nadir görülen m>b ve s>g ünsüz değişimleri örneklenebilmektedir. Kelime başı ünsüz türemelerinde yörenin kuzey ve batı kısımlarında “y” sesi, doğu ve güney kısımlarında ise “h” sesi türemektedir. İlerleyici benzeşme örneklerine, kelime gövdelerinde, çekim eklerinde ve "ile" edatının ekleşmiş şekillerinde oldukça sık rastlanmaktadır. Gerileyici benzeşme örnekleri ise Anadolu'nun diğer ağızlarında görülen sıradan örneklerdir.

24) Yörede “-ma. -me" mastar eklerinin kalıplaşarak "dutma, tögme" gibi kelimelerde kalıcı ad yapma görevinde kullanılması oldukça yaygındır. Belirtme durum ekinin ilin doğu ve güney bölümlerinde “u”, “ü”; kuzey ve batı bölümlerinde “i” sesleriyle kullanımı çok yaygındır.

Görüntülenme Sayısı : 3020    Eklenme Tarihi : 11 Ağustos 2020 Salı    Güncellenme Tarihi : 12 Ağustos 2020 Çarşamba