Günümüzde Isparta’da yapılan düğünler çalgılı ve çalgısız olmak üzere iki şekildedir. Çalgılı düğünlerde davul, klarnet, saz ve darbuka çalanlardan oluşan kişilerle düğün icra edilir. Daha çok küçük yerleşim yerlerinde yaygın olan bu düğünlerde çalgıcılar, ilk günden gelin çıkma gününe kadar çalgılarını çalar ve türküler söylerler. Bu tür düğünlerde gençler genellikle oyun oynar, içki içer ve silah atarlar. Bu düğünlere "samahlı düğünler" denilmektedir.
Çalgısız düğünler ise sadece yemekli olur. "ilâhîli düğün" de denilen bu düğünlerde içki, çalgı ve buna bağlı olarak oyunlar pek görülmez. Gelin çıkarmasında tekbirler veya ilâhiler söylenir. İlâhili düğünlerin bu şekilde yapılması, düğünlerin İslâm inancına uygun olarak yapılması gerektiği inancıyla açıklanmaktadır.
Isparta genelinde düğünler genellikle üç veya dört gün sürer. Perşembe veya cuma akşamından başlayan düğün pazar günü gelin çıkmasıyla son bulur. Köylerde ise perşembe günü başlaması yaygındır. Düğün tarihini kararlaştıran kız ve oğlan evi düğün hazırlıklarına başlarlar. Kız evi kızın çeyizini tamamlamaya çalışır. Kız, çeyizinde mutfak ve yatak odası takımlarını, dantel, oya ve masa örtüsü takımlarını yapmak zorundadır. Kız evi ekonomik durumuna göre kızın çeyizine isterse fırın, çamaşır makinesi, dikiş makinesi, halı, kilim, yolluk, paspas gibi eşyaları da koymaktadır. Kız, bu eşyalarını çeyiz odasına sererek teşhir eder. Kızın çeyizi çoksa gezenler tarafından “Viri maşallah pek güzel olmuş, gelinin anası pek maharetliymiş, gelinin çeyizi çok güzelmiş” denilir. Eğer kızın çeyizi yetersiz görülürse bu sefer “anası uyumuş, kızı büyümüş, örümcekler/salyangozlar duvarlarda yürümüş” denilir.
Oğlan evi de evin diğer ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bunlar oturma ve misafir odası takımları, televizyon, halılar, buzdolabı, kanepeler, sobalar vs. eşyalardır. Bütün bunlardan sonra düğünden bir kaç gün önce kıza ve oğlana alınacak kıyafetler, gelinlik ve güvey elbisesi, için alışverişe gidilir. Alışveriş sırasında kız ve oğlan evinin yakınlarına da çeşitli kıyafetler ve elbiselik kumaşlar alınır. Buna il merkezinde "elbise görme", Senirkent’te "kaba gitme", Şarkikaraağaç ve Yenişarbademli’de "urba görme" gibi adlar verilmektedir. Kız tarafına alınan gelinlik ve elbiselik gibi hediyeler oğlan evinde, erkek tarafına alınan hediyeler ise kız evinde kalır. Bu hediyeler karşılıklı anlaşarak alınır. Alınan hediyeler düğünün birinci günü kız ve oğlan evine ulaştırılır. Kız evine giden hediyeler bir sandık içinde, oğlan evine gidenler ise bir bohça veya torba içinde gider. Şehir merkezlerinde düğün tarihinden bir hafta öncesinden düğün davetiyeleri bastırılarak dağıtılır. Köylerde ise "okuntu" olmakla birlikte davetiye kartları bastıranlar da vardır.
Köylerde "un odunu" ya da "düğün odunu" adı altında odun toplamaya gidilir. Düğünden iki-üç gün önce toplanan bu odunlarla yufka yapılır. Gelen misafirler değişik evlerde köylüler ve düğün sahibinin yakınlarınca misafir edilirler. Eskiden misafirler kalacakları eve hediye olarak çay, şeker, kolonya ve mutfak eşyaları getirirlerdi. Bugün ise böyle bir âdet kalmamıştır.
Düğünün ilk günü sabahı çoğu yerde oğlan evine Türk bayrağı, Eğirdir gibi bazı yerlerde ise kırmızı yazma veya poşu asılarak düğün başlatılmış olur. Düğünde çalgı çalınacaksa çalgıcılar getirilir. Düğünün ilk gününde çalgıcılar, oğlan evinde oyunlar için saz, davul, klarnet ve darbukalar çalarak, türküler ve şarkılar söylerler. Bazı yerlerde ise düğünün ilk günü sabahı mevlit okutulur. Düğün yemeği için hayvanlar kesilebildiği gibi kasaptan da et alınır. Yemeği pişirmek için bir aşçı tutulur. Aşçı, yemek pişireceği kap-kacakları ve bulaşıkçı kadınları beraberinde getirir. Yemek, açık meydanda "sofra" denilen masalarda yenileceği için onar kişilik olan yuvarlak masa ve sandalyeler kiralanarak, bugün oğlan evine getirilir. Ayrıca yemek yenilecek yer için havanın güneşli veya yağmurlu olmasına karşı iskeleler ile brandalar gerilerek, üstü örtülü yerler hazırlanır. Düğün yemeği hazırlanmasında yardımcı olan akraba ve komşulara yemek yedirilir.
Senirkent Uluğbey Kasabası’nda düğünün bu ilk günün akşamı oğlan evi, kız evine yağlı yufka götürür, buna "pide" denir. Senirkent’te düğünden 15 gün önce kızın başına kına yakılır. Kız arkadaşlarını davet eder ve eğlenceler yapılır. Arkadaşlarının yardımı ile çeyizler serilir. Düğün cuma veya salı günü başlar ve 4 gün devam eder. Cuma günü ikindiden sonra oğlan evinde çalgı ekibi masayı kurarak düğün başlatılır. Gündüz, kadınlar arasında kız evinde “çeyiz ilme” adı verilen eğlenceler yapılır. Akşam, oğlan evinde erkek şenliği yapılır. Cumartesi günü sabahleyin davul eşliğinde kız evine heybe gider. İçine pide ve et konur. Heybenin üzerine poşu örtülerek kız evine götürülür. Yapılan okular akrabalar tarafından davul eşliğinde dağıtılır. Öğleden sonra kız evine, “pullu” adı verilen içinde kına ve gelin ayakkabısı olan dürü gider. Öbür sinilere de çerez ve buğday konularak, üzerleri “erbi” denilen örtü ile örtülür. Bunu belirli yaşlardaki çocuklar, davulun önünde ve başlarının üstünde kız evine götürürler.
Eğirdir’de düğünün birkaç gün öncesi kız ve oğlan evi arasındaki bağlantıyı kurabilmek için bir "okucu" bulunur. Okucu düğün gününü, kadınlar hamamını, kına gecesini eşe dosta duyurmanın yanı sıra başka görevleri de üstlenir. Okucu hamam günü tek tek evleri gezerek güvey tarafından kız evine gönderilen sabunları dağıtır ve hamama çağrıda bulunur. Düğünün ilk günü oğlan evi okucu ve tefçi eşliğinde hamam için gerekli sabunla dolu olan çeyiz sandığını kız evine gönderir. Bu ilk gün kız evinde kız çeyizi sergilenirken, oğlan evi bulgur pilavı ve üzerine kapama et ile irmik helvasından oluşan düğün yemeği verir. Düğünün ilk gün akşamında helva karıştırma işlemi için güveyin arkadaşları gelir. Burada herkes sırayla kazanda kavrulan irmik helvasını karıştırır. Karıştırırken çeşitli ağız şakaları yapılır. "Hadi Mehmet hızlı karıştır, bak helvayı yakıyorsun", “helvanın yağı/tuzu/şekeri az olmuş!” gibi sözler söylenerek gülünür. Helvanın şerbeti döküldükten sonra dinlenmeye bırakılır. Güveyin arkadaşları, pişen helvadan sıcak sıcak yiyebilmek için geç saatlere kadar beklerler. Düğünün ikinci günü yenecek olan pilav, kabine, çorba, etli nohut (veya fasulye) ve irmik helvası bu geceden hepsi hazırlanır. Düğün sahibinin durumu şayet iyi ise yemeğin çeşidi de değişir. Bu durumda kapama, çorba, pilav ve irmik helvası yemek olarak verilir. Pişen yemekler gönüllü kişiler tarafından sabaha kadar beklenilir. Bu bekleme işine “kazan bekleme” denilir. Kazan bekleyen kişilere et, tavuk gibi yiyecekler verilerek ikram edilir.
Kaynak: Isparta Kültür ve Turizm Envanteri (A. Kılıç, Koord.). (2011). Isparta: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.