­ MİZAHLI, HİSSELİ KÜÇÜK HALK HİKÂYELERİ-5 | Kültür Portalı

Mizahlı, Hisseli Küçük Halk Hikâyeleri-5 - Konya

Hikaye

Çavdar Tarlası Hikayesi: Bir zamanlar, bir köyde, ihtiyar bir adam varmış. Kendisinin çalışmaya gücü, kuvveti yetmezmiş. Onun için kızıyla damadına; "Gelsin de bana biraz yardımcı olsun" demiş. Aynı zamanda çavdarın yarısı onun olsun, yarısı benim olsun, şu çavdar tarlasın işlesin, diye haber yollamış. Ama tembel damat buna razı olmamış. Yazın bu sıcağın altında canı çalışmayı istememiş, ihtiyar adam çalışmış didinmiş, çavdar tarlasında işlemiş. Çavdarı ambara doldurmuş. Kış gelmiş. Tembel damadın yiyeceği, parası tükenmiş. Birden aklına kayın babasının çavdar gelmiş. Karısına: "Git babana söylede çavdar tarlasını işleyelim" demiş. Ama dışarıda lâpa lâpa kar yağıyormuş. Yazın çalışmayanın kışın hali buymuş.

Oynayan Kaval Hikayesi: 1958 lerde "Konya Ağzı" ile hikâyeyi şöyle anlatırlardı: "Gadınhanı yakınlarındaki dağlarda bir çoban goyun güderimiş. Bu çobanın dünyadan en çok istediği şiy, o gaval çalarken herkesin oynamasıymış. Bu istediği dağlarda, bayırlarda durmadan tekrar ider; "Ah bir Hızır'ı görsem de bu isteğimi yapsa" dirimiş. Çobanın garşısına bir gün "Hızır Aleyhisselam" çıkmış. Çoban bir köğe gelmiş; başlamış kavalını çalmaya. Bu vaziyeti Gadınhanı Valisi haber almış. Çobanı alıp getirsinler diyi muhafızları yollamış. Çobanı eli ayağı bağlı Gadıhanı'na getirmişler. Gadınhanı Valisi çobanı getirmelerini emritmiş. Huzuruna getirmişler. "Çezin elini de gösdersin bakalım marifetini" dimiş. Çezmişler. Çoban gavalını çalmaya başlamış; Gadınhanı Valisi'yinen adamları başlamışlar oynamaya. Gadınhanı Valisi "Bunun bilmediğimiz bir hikmeti var herhalde. Verin elli altın salın" dimiş.

Hazreti Süleyman İle Şeytanlar Hikayesi: Bu hikâyeyi şöyle anlatırlar: "Hazreti Sultan Süleyman, bütün gurtlara, kuşlara, adamlara sözünü geçirirmiş. Bunlara sözünü geçirdiği gibi ecinnilere, şiytanlara da emirlerini dinletirmiş; isterse onlara iş gördürür, çalıştırırmış. Bir gün Sultan Süleyman bütün Şiytanları toplamış. Onları çalıştırıp bir cami yaptıracakmış. Şiytanlar gorkularından bir şiy diyememişler. Baş üstüne diyip çalışmaya başlamışlar. Tekmil şiytanlar durmadan gidip gelip çalışır gibi yaparlar, işi ağırdan alırlarmış. Sultan Süleyman'da inşaatın başında onlara bakar, iyi çalışsınlar diyi beklermiş. Sultan Süleyman bastonuna dayanmış dururken ölmüş. Şiytanlar öldüğünü bilememişler. Aradan yidi sene geçmiş. Sultan Süleyman ayakta dikili dururken şiytanlar boş-dolu gidip gelirlermiş. Anca caminin yarısını yapabilmişler, bu gadar senede. Bir gün baston çürüyüp devrilince, Sultan Süleyman'da yire düşmüş. Şiytanlar anca o zaman, Sultan Süleyman'ın öldüğünü anlamışlar. Dağılıp gitmişler. Şimdi halâ "cami öyle yarım dururmuş."

Hazreti Süleyman İle Karganın Hikayesi: Birgün Hazreti Sultan Süleyman bir toplantı yapmak isdemiş. Malum olduğu üzere Sultan Süleyman bütün kurtların, kuşların dilinden ağnadığı için, bu toplantısına dünyada ne gadar gurt-guş varsa hepsinden birer çifti davet etmiş. Sultan Süleyman'ın toplantısına her cins hayvan eşiyle birlikte gelmiş. Sultan Süleyman bir de bakmış ki; Karga gelmemiş. Elçisini kargayı çağırıp gelmesi için göndermiş. Elçi varmış: "Hazreti Sultan Süleyman seni çağırıyor, eşinle birlikte hemen gel" demiş. Karga: "Sultan Süleyman da kim oluyormaş. Söle ona, ben toplantıya gelmiyorum" demiş. Elçi gidip, Sultan Süleyman'a; karga böle böle diyor diye anlatmış. Sultan Süleyman: "Yanında kim vardı?" diye sormuş. Elçi: "Eşi vardı efendim" demiş. Sultan Süleyman: "Öyleyse o kadar söyler" demiş.

Kaynak: Küçükbezirci, S. Kasım 2009. Konya Halkbilimi Folklor Güldestesi. Konya, Bahçıvanlar Basım San. A.Ş.

Görüntülenme Sayısı : 2203    Eklenme Tarihi : 27 Şubat 2013 Çarşamba    Güncellenme Tarihi : 06 Haziran 2020 Cumartesi