Kurnazlığına pek güvenen tilki, yengecin yan yan gidişine bakarak burnunun çok güzel toprak süreceğini düşünmüş ve bu budalaya biraz iş gördürüp faydalanmayı kurarak yengece: “Arkadaş gel seninle şu tarlaya darı ekelim. Sen sürer ekersin. Ben de biçer toplarım. Ortak oluruz.” demiş. Yengeç de bunu kabul edip tarlayı sürmüş ve darıyı ekmiş. Mahsul gelişmiş, pazarlık mucibince tilki ormandan bir sürü çakal getirerek darıyı çapalatmış. Biçmek zamanında da aynı suretle bir sürü arkadaş getirerek biçtirmiş. Kendisi hiç çalışmadan, yalnız açıkgözlülüğü ile mahsul alacağından seviniyor ve hatta budala yengece bir oyun daha oynayıp onun hissesini de almayı kuruyormuş.

Yığılan darıların etrafına orman arkadaşlarını da toplayıp yengece demiş ki: “Arkadaş, Allah razı olsun. Çalıştın ve çok güzel de mahsul aldık. Fakat başka hayvanlar seninle eğleniyorlar. Sen yan yan gittiğin için seni koşamaz, hiçbir iş yapamaz diyorlar. Ben onları yalancı çıkarmak isterim. Çünkü senin güçlü kuvvetli olduğunu bilirim. Gel seninle bir koşu çıkaralım. Karşıki dağın dibinden koşarak şu tek başına kesilmeyip kalan darıya hangimiz önce gelirse bu darılar onun olsun. Seninle eğlenenler de senin gücünü görüp utansınlar.” demiş. Yengeç o kalabalık içinde acizliğini kabul edemediğinden çarnaçar bu yarışa razı olmuş. Tilki ile beraber üç saatlik mesafede bulunan karşıki dağın dibine gitmişler. Zavallı yengeç koşunun başlayacağı yere ancak üç günde gelir. Verdiği sözü bozmadığı için tilki yengece bakarak için için sevinir ve bütün darıları alacağından pek memnun olur.

Yarışa başlama yerinde bir hizaya dururlar. Kumandayı tilki verir: “Bir, iki, üç” Hemen tilki atılır. “Ne olur ne olmaz. Bu yampiri hayvan beni geçer” diyerek bütün hızıyla koşup tek dikili duran darının yanına gelir. Bütün orman arkadaşları da koşunun sonunu görmek için orada beklerler. Tilki darının dibine varınca, sevinç ve azametle koşuyu kazandığını anlatmak için: “İşte birinciyim, dalya…” Diye bağırır. Tilkinin kuyruğuna yapışıp gelen yengeç; tilkinin son hızlı atlayışından istifade ederek darının üstüne sıçrar ve oradan: “Birinci benim, dalya bir…” der. Tilki şaşırıp: “Sen nasıl geldin oraya?” diye bağırır. Yengeç: “İşte arkadaşların gördü. Seni geçmek için kuyruğun gibi sık otların arasından yan yan koşa koşa anam ağladı. İşte sen darının dibine varıncaya kadar ben tepesine çıktım. Darılar benimdir.” der. Tilki şaşkın şaşkın dönüp gider.

Derleyen: Bayçın, N. (1938). Gediz Mecmuası. Akgül, H. (1987). Manisa Folkloru. Manisa: Manisa Turizm Derneği Yayınları.