Oinoanda, (Oenoanda) bir yerleşim adı olarak ilk kez Hitit metinlerinde geçer. Ancak antik kentten günümüze ulaşan kalıntıların en erkeni M.Ö. 3'üncü yüzyıldan daha önceye tarihlenemez. Kentin kuruluşuna dair mitoloji de günümüzde bilinmemektedir. Oenoanda asıl ününü M.S. 2'nci yüzyılın ilk yarısında kentte yaşamış Epikürcü filozof Diogenes’e borçludur. Diogenes düşüncelerini uzun bir yazıt halinde kentteki kuzey stoanın duvarlarına kazımıştır. Ancak yapı yıkılıp parçalar dağıtılınca kentin her yerinde bu yazıttan parçalar görmek mümkündür.
Antik kentten günümüze ulaşan en erken kalıntı kentin güneyinde yer alan ve M.Ö. 200’lü yıllara tarihlenen sur duvarlarıdır. Sur duvarı son derece güzel taş işçiliği ve beşken kulesi ile dikkat çekicidir. Roma Dönemi'nde şehre yukarı agorayı tepeden görecek konumda inşa edilen ve muhtemelen Augustos Dönemi'ne ait dorik bir tapınak inşa edilmiştir. Bu yapının içinde imparator Augustos için yazılmış bir yazıt parçası ele geçmiştir. M.S. 70 yıllarından itibaren Flavius Dönemi'nde yukarı agoraya çıkan yolun güneyine şehirdeki iki gymnasiume, hamam kompleksinin küçük alanı inşa edilmiştir. Büyük gymnasium- hamam kompleksi ise M.S. 140’larda kısmen Rhodiapolis’li Opramoas tarafından bağışlanan paralar ile yukarı agoranın batısına yapılmıştır. Yapıya daha sonra III. yüzyıl başlarında sütunlu bir avlu eklenmiş ve yapı imparator Septimus Severus ile Caracalla’ya adanmıştır. Şehrin güneyindeki su kemeri de olasılıkla Flaviuslar Dönemi'nde yapılmıştır.
Erken Bizans Dönemi'nde şehir, en büyüğü aşağı agoranın doğusunda, tapınağın yerine inşa edilen kiliselerin yapına tanıklık etmiştir. Kent tepe yamaçlarına inşa edilen mezarlar ile çevrilidir. Tarihlenen mezarların hemen hemen tümü Roma Dönemi'ne aittir. Bunların en büyüğü M.S. 2'nci yüzyılın ikinci yarısına Licinnia Flavilla tarafından yaptırılan Hereon'dur. Bu anıt mezarda birinci Flavilla’nın ailesinin soyağacını veren bir yazıt yer almaktadır. Bu yazıtta Roma Dönemi'nin Likya seçkinlerini tanımamız mümkün olmaktadır.
Kentin doğusundaki Seki Beldesi'nin kuzey kısmında Seki Çayı kenarında bir höyük bulunmaktadır. Eceler Höyük olarak bilinen bu höyük yüzey buluntularına göre Kalkolitik Dönem'den Roma’ya kadar geniş bir zaman dilimi içersinde iskan görmüştür. Oenoanda’nın erken yerleşiminin de burada olduğu tahmin edilmektedir.
Muğla Gezilecek Yerler
Antik Kent
Kültür Turizmi
Fethiye-Korkuteli yolunun 60'ncı kilometresinde İncealiler Köyü'nün batısındaki yüksek tepe üzerinde kurulmuştur. Antik kente köy merkezinden yaklaşık yarım saatlik bir yaya yürüyüşüyle ulaşılır.
İncealiler Köyü'nün batısındaki yüksek tepe üzerinde kurulmuştur.