Halk takvimi; bir bölge insanının kültürel miras olarak kazandığı doğal olgularla, toplumsal kurumlar ve olgular arasındaki uzun süreli deneyimlere dayalı ilişkilerin kurulduğu tarihsel, töresel, dinsel, eğitsel, inançsal, hukuksal, tarımsal, siyasal, ekonomik bağın anımsama ve anımsatma görevini üstlenmiş olan zaman-hayat ikilisinin bir dizgesi olarak tanımlayabiliriz. Halk takvimi dediğimiz yerel takvim; bilinen yaygınlık kazanmış takvimlerden daha farklı olarak yılı bölümler;ayları ve günleri başka bir biçimde adlandırır. Kimi zaman birimlerine, kimi doğal olaylara iyi ya da kötü özellikler yükler. Yaygın olan bir inanca göre uzun süreli deneyim ve bilgi birikiminin ürünü olan halk takvimlerine uymamak, onun gösterdiği doğrultuda hareket etmemek bireyin büyük zararlara uğramasına neden olur. Halk takvimleri oluştukları doğal ve kültürel ortamın ürünüdürler.
Yerel takvimlerdeki zamanı noktalama ya da bölümlemeler, bazen düzenli bir biçimde yinelenen doğa olaylarına bağlı olurken, bazen de dinsel törenler, toplumsal ortamı etkileyen diğer toplumlarla ilişkiler, topluma getirilen bir yenilik, saygın bir kişinin ölümü gibi bir olaya bağlı olarak da belirmektedir. Halk takvimlerinin oluşumunda yer alan temel öğelerden pek çoğunu üretim türü ve buna bağlı olan toplumsal yapının kimi unsurları, kimi kurumları olarak sayabiliriz. Toplumsal yapıyı belirleyen ekonomik uğraş, toplumda ağırlıklı üretim öğesi çevresinde kümelenen uygulamalar, bunlarla ilgili olgular ve inanç sistemi halk takvimlerinin iskeletini kurarlar. Temelde halk takvimlerinin oluşumunda toplumun ekonomik yapısı ve ekonomiyi belirleyen uğraş biçimi etkili görünmektedir.
Bugün ülkemizde iki tür takvim kullanılmaktadır: 1) Bir yılı ayın 29-30 günlük dönem içindeki değişmelere göre 12 bölüme ayıran yani 354 / 355 gün sayan ay takvimi ya da kameri takvim, 2) Dünyanın güneş etrafında 365 / 366 günlük hareketi esasına dayanan batı ülkelerinin de kullandığı güneş takvimi ya da şemsi takvim. Halkın gelenekleriyle ilgili belli günler için bu iki takvimden de yararlanılır. Dini bayramlar için ay takvimi, başka türden tören ve işler için güneş takvimi kullanılır. Ayların da resmi adlarının yanında daha farklı adlandırıldığı olmaktadır. Bazı yerlerde şubat ayı diğer aylardan kısalığı bakımından “gücük (küçük)” olarak adlandırılmaktadır.
Tarım, hayvancılık, meyvecilik işleri de kimi takvimlerde ayları daha uzun, daha kısa dönemleri belirten isimler almaktadır. Koç ayı - koç katımının yapıldığı ay, orak ayı - ekinlerin biçme işinin yapıldığı ay, kiraz ayı - kirazların yetiştiği ay gibi... Halk takvimlerinin büyük çoğunluğunda yıl, kasım ve hıdrellez olmak üzere iki bölümdür. Kasım, kasım ayının başında başlar ve hıdrelleze kadar yani mayıs ayına kadar sürer; bu süre kış mevsimidir. Hıdrellez ise 6 Mayıs’ta başlar, kasıma kadar olan süredir ve yaz mevsimidir. Kış devresi 45’er günlük kasım, zemheri, hamsin adlı üç ana bölüme ayrılır. Tamamı 180 gün olarak kabul edilen kış devresinin ilk 135 günü yani kasım - zemheri - hamsin aylarına “sayılı” ya da “hesaplı” adları verilmektedir. Bu devre kışın en şiddetli olduğu süredir ve insanlar tarafından uygun tedbirler almak üzere hesaplanır. Kışı tamamlayan 45 günlük bir devre daha vardır ki, bu da 21 Mart’ta başlayıp, 6 Mayıs’a kadar geçen süredir. Anadolu’da bu süreye “dokuzun dokuzu”, “april beşi”, “leylek kışı”, “oğlak kışı” gibi isimler verilir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesim için bu takvim yaşamsan önem taşır. Hayvan ve bitkileri sert soğuklardan korumak için “sayılı”yı bilmek zorunludur.
Kaynak: http://www.takvim.com/halk_takvimi.php kaynağından, 01.07.2014 tarihinde alınmıştır.