­ TUNCELİ CENAZE VE DEFİN SÜRECİ | Kültür Portalı

Tunceli Cenaze ve Defin Süreci - Tunceli

Gelenekler-Görenekler

Cenaze hizmetleri bölgede hassas bir şekilde yerine getirilir. Son görev olarak algılandığı için son hizmetler de çok titizlikle yerine getirilir. Kişi ölmeden evde ölüm döşeğindeyken daha çok dede çağrılır. Gelen dede, içinden gelen dualarla ölüm döşeğinde olan kişi için Hak’tan yardım temennisinde bulunur. Hoca çağrılıp Kur’an okunma âdeti fazla yoktur.

Kişi öldükten sonra, (genel Hakka göçtü denir) hoca çağrılır. Bu arada hoca gelinceye kadar ölen kişi yerde bir yatağa indirilir, ayak uçları kırmızı ya da beyaz bir iple bir birine bağlanır, ardından çenesi bağlanarak elleri de ya yana doğru ya da göğüs üstünde sağ elin üste geleceği şekilde üst üste konur. Ölen kişi bayan ise bu hizmetleri bayan yapar, erkek ise erkek yapar. Hoca geldikten sonra kısa bir aşır okur, ardından kısa sureler okuyup, Türkçe dualar ettikten sonra Fatiha suresini okur ve dua işlemi bitmiş olur.

Hoca duayı bitirdikten sonra cenaze tabuta konur ve cemevine morga götürülür. Bu arada cenazenin ne zaman kaldırılacağına dair karar alınır ve halka duyurulur. Cenaze fazla bekletilmez genelde bir gün sonra kaldırılır. Bir gün sonra cemevinde genelde büyük bir kalabalık oluşur. Genelde cenaze sahipleri ve yakınlarının olmasıyla beraber bölge inancı açısından ölen kişi Hakka vardığı için son hizmetinde bulunmak önemli kabul edildiği için ölen kişiyi tanısın tanımasın duyan her kişi gelip cenaze hizmetinde bulunur. Cenaze yıkanmaya alınmadan önce kefen hazırlanır. Tunceli kültüründe beş kattan başlayarak, yedi ve on iki kata kadar devam eden renk renk saten kefenler hazırlanır. Ardından cenaze yıkanmaya alınır. Hoca cenazeyi yıkadıktan sonra, ayağa su dökme denilen cenaze sahiplerinin ölen kişiyle helalleşme hizmeti yapılır. Cenaze sahipleri teker teker içeri alınarak baştan aşağıya doğru su döküp; hakkım sana helal olsun, Hak Muhammed Ali yardımcın olsun, On İki İmamlar cümle nebiler, veliler, erenler şefaatçin olsun gibi dualar ederek helalleşme bitirilir. Ardından hoca cenazenin son olarak abdestini aldırarak, önceden hazırlanmış kefenin üstüne götürülür. Kefenlenme sırasında ayaklarına beyaz çorap giydirenler de olur. Ölen kişi eğer genç ve evlenmemiş ise sağ elinin içine kına yakılarak kırmızı elma konur. Ölen kişi çocuk ise ve erkek sünnet olmamış ise kefenlenirken baş ucuna kirvesi çağrılıp kırmızı beyaz iki ip, bir birine sarılarak sünnet duası okunur ve bıçakla ortadan ikiye ayrılarak ölen çocuğun sağ tarafına konur. Cenaze kefene sarıldıktan sonra tabutun içine konulmadan, tabutun içine kullanılmamış battaniye veya yorgan yerleştirilir. Böylece cenaze kefenli bir şekilde tabutun içine konulup, battaniye veya yorganla da sarıldıktan sonra tabut kapatılır.

Tabutun üstüne yeşil bir bez örtülür ve tabut cemevinin önündeki musalla taşına konur. Genelde cenaze hizmetlerini hoca yapar ama cenaze hizmeti yapabilen bir dede (seyit) varsa öncelik ona verilir ve hizmeti dede yapar. Cenaze musalla taşına konulduktan sonra hoca cemaati saf tutmaya çağırır. Ölen kişinin yakınları ön safta durur. Hoca kısa bir konuşma yapar ve kıbleye doğru dönerek önce ölen kişi için cemaatten helallik ister. Helallik bittikten sonra hoca cenaze namazı için niyete başlar. Cenaze dualarını bilen cenaze dualarını okur, bilmeyen ise salâvatını getirir, ya da herhangi bir duayı okuyarak cenaze namazına eşlik eder.

Aslında cenaze namazı deyimi fazla kullanılmaz, onun yerine Alevi inancı temellinde cenaze erkânı denir. Cenaze erkânına (namazına) genelde şu şekilde niyet edilir: Önümüz kıbleye, kıblemiz Kabeye, Kabemiz Muhammed Mustafa’ya, Allah için Salata, meyyit (veya meyyite) için duaya durduk divana uyduk On İki İmama diye niyet eder ve tekbir getirerek; Birinci tekbirden sonra Subhaneke duası okunur. İkinci tekbirden sonra, salâvatlar okunur. Üçüncü tekbirden sonra cenaze duası okunur. Dördüncü tekbirden sonra sağa sola selam verilir, ardından hoca el-Fatiha diyip Fatiha suresini okur ve cenaze erkânı bitirilir.

Fatiha’nın okunmasıyla birlikte Hak La İlahe İllallah, Muhammeden Resulullah Aliyyün Veliyullah Ehlibeyti Resulullah dedikten sonra tabutun üstüne kullanılmamış bir havlu açılır. Önce yakınları tabutu öper havlunun içine bir miktar para bırakır. Ondan sonra cenazeye gelenler gönlünden ne kopuyorsa yardım amacıyla havluya para bırakırlar. Bu para atma işi bittikten sonra, havlu cenaze yakınlarına verilir. Burada toplumsal bir yardımlaşma yaratılmaktadır. Toplanan para ile cenaze hizmetlerinin giderleri karşılanır. Böylelikle cenazeyi, toplum kaldırmış olur ki, toplumun yardımlaşma anlayışı canlı tutularak, kimsesiz veya ekonomik durumu iyi olmayan kişilerin cenaze hizmetlerinin de yerine getirilmesinde önemli bir rol üstlenilir. Toplanan para ile cenaze hizmet giderleri karşılandıktan sonra geri kalan para, ihtiyaç sahibi olan kişilere dağıtılır. Cenaze sahibinin durumu iyi ise toplanan parayı hiç almaz ölen kişinin hayrına fakir, ihtiyacı olan kişilere dağıtır. Bu işlemler genelde cenaze defini bittikten sonra yapılır.

Cenaze musalla taşından alınır defnedilmek üzere kabristana götürülür. Mezar önceden kazılmış, içi dört tarafı tuğladan ve taştan örülerek hazır hale getirilir. Tunceli kültüründe Pertek ve Çemişgezek ilçelerinin bir kısmı hariç yüzde 98-99’u tabutla gömer, tabut mezara yerleştirilir ve betondan yapılmış kapakları üstüne kapatılarak toprakla üstü örtülür. Toprak üstüne atılmaya başlayınca hoca Yasin Suresini okur sonunda kısa sureler okuyarak duayı bitirir. Toprak atma işi bittikten sonra hoca telkin duası okur ve böylelikle defin işlemi bitmiş olur. Ardından cenazeye gelenler, cenaze sahiplerine baş sağlığı diler ve herkes dağılır.

Cenaze evinde aynı gün cenaze sahiplerinin maddi durumları iyi ise kurban kesilir, yemekler hazırlanır. Mezarı kazanlar orada çalışanlar hoca ile birlikte cenaze evine giderler. Yemek yendikten sonra, hoca yemek duası okur ve peşinden bir aşrı şerif okuyarak dua yapıldıktan sonra hoca gider. Üçüncü gün yine cenaze evinde yemek hazırlanır hoca dua okur, bu üç günlük olarak adlandırılır. Üç gün yemeğinden sonra komşular, lokmalarla (çay, şeker, meyve vb.) taziye evine giderler. Aradan 15 gün geçtikten sonra yakınları, kapı komşu, eş dost herkes lokmalarla (meyve, bisküvi vb.) mezar ziyaretine gider, buna halk arasında cenazenin 15 günlüğü deniliyor. Mezara götürülen yiyeceklerin hepsi karıştırılıp poşetlenerek gelenlere dağıtılır. Hoca mezar başında Kur’an okuyup dua ettikten sonra herkes dağılır.

Kırk gün geçtikten sonra evde veya cem evinde yemek hazırlanır. Aile, yakın çevreye akrabalarına haber verir. Yemekten sonra Kur’an’dan sureler okunarak dualar edilir, aile isterse mezar ziyareti de yapılır. 52. gün denilen ölen kişinin defninden 52 gün sonra yapılan dini hizmettir. Cenaze sahipleri yemek yapar, hoca gelir Kur’an okur, gerekirse mezara uğranır, bir mum ya da çıra yakılır ve en sonunda lokmalar dağıtılır ve bu hizmet te tamamlanmış olur. Her yıl mezar ziyaretine gidilir, giden kişiler yanında mutlaka hoca götürerek Kur’an okuturlar. Bu, genelde Mayıs ve Haziran aylarında yapılır. Hoca Kur’an okuduktan sonra mezara kazma vurur, buna mezar beyazlatma denir. Bu işlemden sonra kurban kesilir yemek hazırlanır ve aile, bütçesine göre mermer ile mezarın etrafını çevirir. Her ziyarette mum yakılır, lokmalar dağıtılır. Yaz mevsimi çıktıktan sonra, sonbaharda kış aylarına girmeden, ölüsü olan bütün aileler evlerinde ölmüşlerin hayrına, imkânlarına göre hayır yemeği verirler, buna halk arasında ölü hayrı denir.

Görüntülenme Sayısı : 102856    Eklenme Tarihi : 26 Şubat 2013 Salı    Güncellenme Tarihi : 29 Mayıs 2020 Cuma