Kilim - Tunceli
Cicim
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Tezgahı
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Yapımı
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Halıcı Kızlar
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Ören Kadın
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Heybeler
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Geleneksel Misafir Odası
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Örnekleri
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Örnekleri
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Motifleri
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
Cicim Motifleri
Görsel Sahibi: Tunceli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Arşivi
El Sanatları
İki iplik sistemine göre dokunmuş yünden yapılan havsız el dokumasına kilim adı verilmektedir. Tunceli ve yöresinde oda ve ev damı denilen yerlere serildiği gibi duvarlara da asılabilmektedir. Ayrıca yükleri örtmek ve yastık yüzü olarak da kullanılmaktadır. Orjini türkçedir, diğer dillere de Türkçeden geçmiştir. M.Ö. 2300 yıllarında "kraliçe örtüsü" adıyla bulunan kilim, Anadolu coğrafyasının en eski kilimi olarak bilinmektedir. Kilim, kültürel açıdan bakıldığında geçmişten günümüze köprü niteliği bulunan yukarıda yapmış olduğumuz analiz sonucunda bir sanat eseri olma hakkını üzerinde fazlasıyla taşıyan bir üründür, Kültürel kimliğin temsilcisidir. Doğumdan ölüme çadır (mimari) üzerinde taşıdığı renk ve sembolik biçimlerle kullanıldığı yere göre; (duvar resmi mozaik) olma özelliğiyle plastik değerler taşır. Şaman inancı gereği doğadan koruma amacıyla yayıldığından dolayı dinin temsilcisidir. Kısaca konar göçer dönemde yaşanan sosyolojik psikolojik antropolojik tüm bilgileri içinde saklayan ata yadiğarıdır. Bu özellikleri nedeniyle, tekniğinden çok kültürel fonksiyonunun yanı sıra tasarım ve renk anlayışının özgünlüğüde önemini artırmaktadır. Malesef günümüzde kilime karşı ilgi azalmıştır. Kilim, kullanılan malzeme ve boya açısından halıyla benzerlik göstermektedir. Bu nedenle ince bir halı tipi olarak da adlandırılmaktadır. Kilim ile halı arasındaki en önemli fark, kilimin yüzünde belirgin olan motifin çeşitli atkı ve çözgülerin birlikte dokunması sonucunda düz bir taban oluşturmasıdır. Halı yapımında ise değişik renkteki genelde yün olan iplikler, çözgülerin üstünde örülerek atkıların sıkıca birbirine bastırılmasıyla bir arada tutulmaktadır. Halıya kıyasla çok daha kısa bir süre içinde ve çok daha ucuza üretildiği için kilim, Tunceli ve yöresinde daha çok üretilmektedir. El dokuması zorunlu bir süreç olan kilimde de kökboyası kullanılmaktadır. Tunceli el dokuma ürünleri arasında çok önemli bir yeri olan kilim, gelenek ve göreneklerin bir parçası konumundadır. Tuncelide özellikle köy ve kasabalarda eskiden daha çok olmak üzere evlerin bir köşesine kurulmuş tezgahlarda üretilen kilimlerde çok çeşitli motifler yer almaktadır. Tunceli ve yöresinde yaşamını sürdüren insanların iç dünyasına dair duyguları yansıtan renk ve desenlerde üretilen kilimler, aşiretlerin yada köylerin adıyla anıldığı gibi motiflere görede adlandırılmaktadır. Bazen örülen kilimlere boncuk işlendiği de görülmektedir. Hatta dokuyan genç kızların sevdalarını anlatmak için kendi saçlarından bir tutam kattıkları ve böylece sevdalısına haber uçurdukları bunun kilim dokumacılığının geleneğinden olduğu söylenmektedir. Yukarı da da anlatıldığı gibi, kilimlere işlenen motifler günün özelliklerinin yanı sıra yörenin kültürü, gelenek ve görenekleri kilimi dokuyan kişinin beklentilerine ve umutlarına göre farklılıklar göstermektedir. Kilim örülürken çeşitli türküler söylenmesi de bu duygu, düşünce ve beklentilerle ilişkilidir. Muzaffer Sarısözen tarafından Çemişgezek yöresinden derlenen "sarı kilim örmeli" türküsü bu duruma örnek oluşturmaktadır. Sarı kilim örmeli Yari nerde görmeli Yari gördüm diyenin Gözlerinden öpmeli Sarı kilim saçağı Kından çektim bıçağı, Attı da vuramadı Yiğitlerin alçağı Tunceli ve yöresinde kilimler, Anadolunun diğer yörelerinde olduğu gibi ağaçtan yapılmış tezgahlarda dokunulmaktadır. Kilim dokumak birkaç günden fazla sürdüğü için özel bir yer ayrılmasına dikkat edilmektedir. Bu yerin hem havalandırması hemde özellikle motiflerin titizlikle işlenebilmesi için iyi ışıklandırılmış olması gerekmektedir. Düzgün bir zemin üzerine oturan tezgah kurulduktan sonra kilimin iskeleti de kabul edilen çözgüye geçilir. Kilimler, tek ve çift kanat özelliğine göre farklılık göstermektedir. Bazı kilimlerin enleri 50 ve 60 cm arasında değişiklik gösterirken 90-120 cm eninde dokunan tek kanat kilimler de dokunabilmektedir. Kilimlerin boyları da kanatlarına göre 1 ila 2 m arasında değişmektedir. Tunceli ve yöresinde yapılan çift kanatlı kilimlerin bazen 5 metreyi bulduğu da görülmektedir. Günümüzde Tunceli ve yöresinde ata yadiğarı olarak bilinen kilim, el dokumacılığı giderek azalmış olmakla birlikte teşvik edilmesi için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.Tuncelinin özelllikle dağ köylerinde farklı desen ve yöntemler içeren kilimlere rastlanılmış olmasına rağmen henüz bütünlüklü bir envanter çaışması yapılabilmiş değildir.
Görüntülenme Sayısı :
20772
Eklenme Tarihi :
28 Şubat 2013 Perşembe
Güncellenme Tarihi :
20 Mart 2020 Cuma