Pir; yaş olarak büyük, kâmil kimseye denildiği gibi herhangi bir tarikat kurucusuna da denir. Mürşitten sonra gelen kişi olarak bilinir. Mürşitte geçerli olan kurallar pirlikte de geçerlidir. Mürşidin olmadığı yerde pir devreye girer. Pir, Hz. Hüseyin makamını temsil eder. Her talibin bağlı olduğu bir pir bulunmaktadır. Bölge inanç açısından Alevi inancına sahip olması kendi iç dinamizmlerini de bu çerçevede oluşmasını sağlamıştır.

Alevi inancının yazılı kaynaklarından önemli bir yere sahip olan Buyruk olarak bilinen, İmam Cafer Sadık Buyruğu, inancın kontrol mekanizmaları olan Mürşit, Pir, Rehber inancının oluşum koşullarını belirlemesi açısından önem arz etmektedir. İmam Cafer Sadık tarafından yazıldığına inanılan Buyrukta, mürşit, pir ve rehberin belirlenmesiyle ilgili şu ifadeler yer almaktadır: “O zaman bugüne kadar, şeriat, tarikat, marifet, hakikat, pirlik ve secde Muhammed Ali’den kaldı. O sebepten, evladı Resul’den gayrisine pirlik etmek ve talip olmak caiz değildir. Yediği, içtiği haramdır. Tarikat ve hakikat döneğidir. Hem irşadı, biati ve tövbesi makbul değildir. Çünkü evladı Resul’den biati yoktur. Sermayesiz kalmıştır. Onun aslı asla yoktur. O kimse On İki İmam dergâhından nasipsizdir.”