KAHVE DEĞİRMENİ: Karasakal’ın evine bir tanıdığı ziyarete gelir. Etrafa göz gezdiren adam, Karasakal’a “Hocam kahve yokluğundan bu kadar kahve değirmenini ne yapacaksın “diye sorar. Hoca şaşırır, çünkü evinde hiç kahve değirmeni yoktur. ---- Nerede kahve değirmeni? Diye şaşkın şaşkın etrafına bakınır. Adam gayet emin bir şekildi, Karasakal’ın kitaplarını göstermez mi? Meğerse ciltli kitaplar bakınca aynı kahve değirmeni gibi görünüyormuş. Kitaptan nasibi olmayan adam kitapları kahve değirmenine benzetivermiş.
ALTININ ZEKATI: Hocaya bir gün birisi gelir ve karısının altınlarının zekatını karısının mı, yoksa kendisinin mi vereceğini sorar. Hoca da: ---- Altının zekatını altını kullanan verir deyince, adam: ---- Yani altının zekatını karım verecek değil mi der. Hoca: ---- Yanlış anladın, ben öyle demedim, altının zekatını altını kullanan verir diye tekrarlar. Bu cevaptaki inceliği sonradan kavrayan adam, hiçbir şey söyleyemeden çıkar gider.
SİGARANIN HÜKMÜ: Hocaya sigaranın Firavunun pisliği olduğunu söyleyen birisine hoca “Birader sen Firavunun bahçivanı mıydın?” deyiverir.
Bİ ESKİDEN Bİ YENİDEN: Karaman’ın meşhur mizah tiplerinden, kitapçı Halil amca, bir dönemin, insanları sıkı takip altında tuttuğu ve dini bir takım ihtiyaçların kısıtlandığı yıllarda, dükkanında bir taraftan kadayıf dökerken, bir taraftan da: ---- Ya Mevlam, hu Mevlam. Aşkın bize ver Mevlam diye bir ilahi tutturmuş. Bu sırada içeriye bir polis girmesin mi? Tabi İbrahim Amca’da hoşafın yağı kesilmiş ve birden ilahiyi boşlamış, başlamış: ---- İliman ektim taşa.... diye bir türkü bir türkü çağırmaya. Bu işe şaşıran polis dayanamayıp sormuş: ---- Ne oluyor İbrahim Amca? ---- Bişi yok kuzum, bi eskiden, bi yeniden deyivermiş
MEKTUP MU SENET Mİ?: Kadının biri, okuyup yazdığına inandığı bir adama bir kağıt getirerek okumasını rica etmiş. Adam kağıdı evirip çevirerek başlamış asker mektubu gibi okumaya. Kadın itiraz etmek istediyse de, adam dinlemeden sonuna kadar kağıdı okumuş bitirmiş. En sonunda kadın: ---- Oğlum o mektup değil senet, senet deyince, adam, ---- Baştan söylesene ne olduğunu. Senet deseydin senet gibi okurdum der.
GÜZÜN YERLER: Adamın biri bir eve misafir olur. Ev sahibi yemek koyar, birlikte yerler. Adam yemekten sonra canı üzüm çeker ve bunu şöyle dile getirir. Bizim eller, bizim eller Her yemekte üzüm yerler Ev sahibi de bunun altında kalmaz ve şöyle cevap verir: Bizim eller, bizim eller O üzümü güzün yerler
GİDESİ GELMİŞ: Adamın biri, başka şehirde oturan oğlunu ve torununu ziyarete gelir. Hoş beşten sonra, kayınpederinden hoşlanmayan gelin, çocuğunu kucağına alıp şöyle der: Kuzumun dedesi gelmiş Gelmeden gidesi gelmiş Adam derhal gelinin kucağından torununu alır ve: Dedesinin adı Durali Bu gün de buralı, yarın da buralı diyerek uzun süre kalacağını belli eder.
- Kaynak: http://www.karamankulturturizm.gov.tr adresinden, 23 Mart 2013 tarihinde alınmıştır.
- Kaynak: Karaman Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2005)Karaman Tarihi ve Kültürü 7(7),1-118