­ YEDİ DULLAR MASALI | Kültür Portalı

Yedi Dullar Masalı - Karaman

Masal

Evveli bir varımış bir yoğumuş. Bir adamın bir kız çocuğu varmış. Bu adam sığır güden bir çobanmış. Çobanın kapısı önünde de büyük bir ardıç ağacı varmış. Çobanın karısı bir gün çocuğunu uyutmuş, evinin kapısı önüne oturmuş, düşünmeye başlamış: Çocuğum büyürse, büyüyüp de gelin olursa, onun da bir çocuğu olursa, o çocuk da büyüyüp dedem eben evi deyi bizim eve gelirse, gelip de ardıç ağacına çıkarsa, ardıç ağacından düşüp de ölürse, ben ne yapacağım diye başlamış ağlamaya: "---- Vay kuzumun kuzusu, vay kuzumun kuzusu" deyip ağlarken, mahalleli başına yığılmış, "---- Yahu derdin nedir, niye ağlıyorsun?" dediklerinde çobanın karısı hem ağlayıp, hem anlatmaya başlamış "---- Kızımın çocuğu olmaz değil oldu, büyümez değil büyüdü, ebem dedem evi deyi geldi, şu ardıç ağacına çıktı, oradan düştü de öldü" deyince, komşular: "---- Anam demişler, çocuk ağzının sabunuyla yatmasın, sizin davarınız filan varsa kesin de yemek verelim." Meğer komşuların canı da et istermiş, bu vesileyle et yemek sevdasına düşmüşler. Kadın: "---- Aman bacım, anam bizim bir şeyciğimiz yok, yalnız şu topal ineğimiz var demiş." Komşular: "---- Aman varsın topal inek olsun, keseriz bir kazana koruz, pişiririz yeriz" demişler. İneği kesmişler, kazana koymuşlar, başlamışlar haşlamaya....

Akşam olunca, çoban evine dönmüş ki ne görsün... Evinin önünde bir kazan kapalı. Eyvah demiş. Bu kazan neyin nesi ki ? Evin önü de pek kalabalık. Benim küçük kıza bir şey mi oldu acaba? Diye düşünceli düşünceli evin kapısına gelmiş, karısına: "---- Ne oldu kız, çocuğu bir şey mi oldu?" Karısı “Gel gel, ne olacak, kızımız büyümez değil büyüdü, yürümez değil yürüdü, gelin olmaz değil oldu, çocuğu olmaz değil oldu, çocuk dedem, eben evi deyi geldi, ardıç ağacına çıktı, oradan düştü de öldü" deyince, adam: "---- Allah senin gibi delinin belasını versin. Ben senin gibi deliyle nasıl yaşarım? Ben koyup gideyim" diye diye evi terketmiş. Adam gide gide bir evin kapısına gelmiş. Kapıyı çalmış, Karşısına bir kadın çıkmış ve ne aradığını sormuş. Adam: "---- Tanrı misafiri kabul eder misiniz?" Kadın: "--- Bak demiş biz yedi tane dul kadınız. Akşam olunca toplanırız, kaldırmadık taş altı bırakmayız. Ben seni neriye saklıyayım" deyince, adam: "---- Beni şu yüklüğe sakla. Ben orda hiç tık etmem. Burada bir gece kalırım, sabah olunca da giderim." Kadın kabul etmiş, adamı yüklüğe saklamış.

Akşam olunca yedi dullar toplanmışlar, birisi: ---- Ee dullar, günde galdırmadık taş altı komadık, her şeyi konuştuk. Amma niye dul kaldığımızı hiç konuşmadık. Bu Akşam niye dul kaldığımızı konuşalım" deyince hepsi kabul etmişler ve başlamışlar anlatmaya: 1. Dul "--Benim dul kalmama sebep olan olay şudur: Eve bizim herif bir koyun kuyruğu getirdi. Yarısını yedik, yarısını da ben yastığın altına sakladım. Kuyruk orada kokmuş, kurt düşmüş. Bir de baktım ki ne bakayım... Kurdun birisi yastıkta uyuyan kocamın yüzünde dolaşıyor. Ne etsem de kurdu herifin yüzünden alsam? Elimle alsam herif uyanacak, çöple alsam herif uyanacak. Pabucu aldım bütün kuvvetimle kurdun üstüne vurdum. Bunun üzerine herif beni boşadı. Bu suç mu yoksa kader mi?"

2.Dul "—Bir gün eve misafir geldi. Kocam; kadın bir şerbet et de getir dedi. Kocam da bakkal. Bakkal dükkanında ne kadar şeker çuvalı varsa hepsini aldım, kuyuya döktüm. Şekerler kuyuyu dadırtmadı. Baktım olmuyor, şerbet oldu diye misafirlere götürdüm. Kocam şerbetin tadına baktı ve, ----Hani yavu bunun tadı ? Kadın: ----Ne yapayım, dükkanda şeker şeker koymadım, hepsini kuyuya döktüm dadırtmadı. Bunun üzerine herif bana kızdı ve beni boşadı."

Altı tane dul “Senin ki daha iyiymiş” demişler ve üçüncü dula, bir de sen anlat bakalım demişler. 3.Dul "—Benim efendim de Ramazan geliyor diye eve kuşun sütünü taşıdı. İncir, fındık, fıstık, leblebi....aklına ne geldiyse eve doldurdu. O günlerde eve bir dilenci geldi. Adını sordum, ----Amca senin adın ne? ---- Ramazan ----Demek beklediğimiz, uğruna kuşun sütünü aldığımız Ramazan sensin ha? Biz de seni bekliyorduk. Dedim ve ne aldıysak Ramazan’ın sırtına yüklettim, koydu gitti. Akşam olunca kocama herşeyi anlattım, bunun üzerine beni boşadı. Bu suç mu kader mi?"

4.Dul "—Kocam bana kına yakın, kınalı kadını seviyorum dedi. Ben de tuttum, tepemden tırnağıma kadar bir kına yakındım. Gün gitti ben gittim, gün gitti ben gittim. Herifin dükkanının önüne çıka varmışım. Millet başıma bindi. Herif de bana sahip çıkmamış, elaleme rezil olmayayım diye. Akşam geldi, ---- Kız sen ne arıyordun çırşıda, ---- Ee sen kına yakın dedin ya... ---- Yakın dediysem çarşıya mı gel dedim? ----Kınam kurusun diye gün gitti ben gittim, bir de baktım ki çarşıya varmışım deyince beni evden koydu ve boşadı."

5.Dul "—Benim de efendim dedi ki: “Bir yeşillik pişir.Canım bir yeşillik istiyor” Yeşil ne var, ne var düşündüm taşındım....Sandıkta, dedemden kalma yeşil emir sarık buldum. Sarığı makas ile kestim, kestim, sardım et ilen. Akşam oldu, herif bir asıldı kopmuyor, iki asıldı kopmuyor. ----Ne bu kız? ----Yeşillik... Beni de bunun için boşadı."

6.Dul "—Benim herif de dedi ki: “Kadın şu evi ha bir temizle ne olur.” Ben de sabunla temizlenir sanıyordum. Bir torba sabunu ıslattım kazana. Her yeri cilaladım, sıvadım. Tabanını da cilaladım, sıvadım. Herif geldi, kapıdan: ---- Oh ...derken... Ayağı kaydı, şırangadan ağzı yukarı düştü, kafası yarıldı. ---- Kız ne bu? ---- Ee sen temizle dedin., ben de temizledim. Temizlik sabunla olmaz mı? ---- Olur amma, böyle değil. Düştüm işte kafam yarıldı. Çık çık Temizlik sabunla olmaz, toprakla olur. Ben de bunun için boşandım."

(Masal anlatıcı kadın 7. dul kadının hikayesini hatırlayamamıştır.)

Ha demiş adam sakladığı yerden. "En akıllısı gene benim avratmış. Benim avrat gibi deli yok sanıyordum ya" demiş, ellerde neler varmış demiş ve sabah olunca gerisin geriye evine dönmüş. "----Aman avrat senden beter neler gördüm, yeni anladım dünyanın ne olduğunu. Gene sen bayakı akıllı avratmışın" diyerek mutlu olarak yaşamışlar....

  • Kaynak: http://www.karamankulturturizm.gov.tr adresinden, 23 Mart 2013 tarihinde alınmıştır.
  • Kaynak: Karaman Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2005)Karaman Tarihi ve Kültürü 7(7),1-118
Görüntülenme Sayısı : 3411    Eklenme Tarihi : 20 Şubat 2013 Çarşamba    Güncellenme Tarihi : 10 Aralık 2020 Perşembe