150x140 metre ölçülerinde 24 metre yüksekliğinde oval şekle sahip eski bir yerleşim yeridir. Höyüğün tepesi yaklaşık 2000 metrekarelik düz bir alandır. Kuzeyi oldukça dik olan höyüğün güneyi yayvandır. Höyüğün altında bulunan 12 milyon ton kömür rezervinin kullanılabilir duruma getirilebilmesi amacıyla, 1989 yılından itibaren başlanan kazı çalışmalarına bir süre ara verilmiş, 2006 yılında Dumlupınar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından kazılara yeniden başlanmıştır. Kazı çalışmaları halen devam etmektedir.
Höyükte belirlenen ilk yerleşim Eski Tunç Dönemi'nden başlamaktadır. Dere kenarında olduğu anlaşılan bu yerleşim surla çevrilidir. Höyük, Eski Tunç Dönemi'nde elle yapılan çömlekçilik yerine kalıp kullanılarak yapılan bir çömlekçilik merkezi olmuştur. Hitit Dönemi'nde höyüğün surla çevrildiği belirlenmiştir. Sur içinde tekli ve çiftli nal biçimli ocaklar bulunan yapılar vardır. Bu dönemin üst evresinde demir işleyen atölye fırınlarına ait kalıntılar ile demir külçeler bulunmuştur. Frigya Dönemi'nde höyük yine kalın ve yüksek sur duvarlarıyla çevrelenmiş olup, son dönemlerinde höyüğün kuzey yamacına uzun bir merdiven yapısı, batısına ise basamaklı teras duvarlı büyük bir yapı yapılmıştır.
Höyüğün üst düzlüğünde bulunan Klasik ve Helenistik dönem yapıları tümüyle kazılarak ortaya çıkarılmıştır. Höyük bu dönemde de kalın ve kulelerle takviyeli sur duvarlarıyla çevrelenmiştir. Yapılar birbirine bitişik büyük kare ve dikdörtgen planlı düz veya balıksırtı sır altı taş duvarlıdır. Roma Dönemi'nde höyük zirvesinde bir tapınak yapısı olduğu temellerinden ve buluntulardan anlaşılmıştır. Eski Tunç Dönemi'nden itibaren Seyitömer yaşayanları av ve tarımla uğraşmakta, küçükbaş hayvan yetiştirmekte, dokumacılık, çömlekçilik, maden işleme gibi sanayi üretimi yapmaktadır. Eski Tunç Dönemi'nden itibaren ana tanrıçaya tapınan höyük sakinleri, Roma Dönemi'nde ise baba Tanrı Zeus’a tapınmaktadır. Bunlarla ilgili figürler, idol ve hayvan heykelleri çokça bulunmuştur.
Kazılarda Roma ve Helenistik dönemlerine ait çömlek parçaları, ağırşaklar, sapan taşı, pota, çakmak taşından ve boynuzdan yapılmış kesici aletler, kemik halka, taş buluntular, Athena portresi, bronz sikke ve cam boncuklar bulunmuştur. Yeni dönemde yapılan arkeolojik kazılarda daha önceden belirlenen Helenistik, Roma, Frig ve Tunç dönemlerine ait kültür katmanlarının varlığı tespit edilmiştir.
Kaynak: Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ''Kütahya Tanıtım Broşürü''
Kütahya Gezilecek Yerler
Höyük
Kültür Turizmi
Kara yolu ile ulaşım mümkündür. Kütahya il merkezinden Seyitömer'e ait araçlarla Kasabaya ulaşmak mümkündür.
Kütahya Seyitömer Linyit İşletmesi Müessese Müdürlüğü (SLİ) rezerv sahasında, eski Seyitömer Kasabası’nın oturduğu alan içindedir.