Elaiussa Sebaste Antik Kenti, Mersin’in Erdemli ilçesinde yer almaktadır. Şehir MÖ 2. yüzyıl sonlarında kurulmuştur. Tarihçi Strabon'a göre, bu şehrin bir bölümü kara parçasında bir bölümü de karşı taraftaki adanın üzerinde yer almakta olup, Elaiussa ve Sebaste kentlerinin birleşmesi ile meydana gelmiştir. Elaiussa Sebaste, Anadolu’yu Suriye’ye bağlayan sahil yolu üzerindeki konumu ve zengin doğal ve tarımsal kaynakları ile MÖ 2. yüzyıldan MS 7. yüzyıl başlarına kadar önemli bir ticaret, üretim ve liman kenti olmuştur.
TGA
Elaiussa Sebaste, tiyatro, tapınak, agora, bazilika, nekropol, Bizans sarayı, üretim alanları ve hamamları ile büyük bir Roma kentidir. Kentte bulunan kalıntılar arasında, iyi korunmuş beş nefli bir bazilika, tiyatro caveası (theatron oyuğu), su kemerleri, kilise kalıntıları, zeytinyağı ve su sarnıçları, iki mermer sütunlu bir saray, saray kapısı ile bu kapının elli metre kuzeyinde çeşitli hayvan resimleri içeren döşeme mozaikli bir Jüpiter Tapınağı yer almaktadır. Burası 612 sütunlu bir Roma mabedi olup 5. yüzyılda, erken Hıristiyanlık döneminde kiliseye çevrilmiştir.
Şehrin mezarlığı doğu ve kuzeydedir. Nekropol alanında antik bir yol ve bu yolun iki yanında taş lahit ve mezarlar vardır. Nekropol alanında ilgi çekici kalıntılar bulunmuştur. Bunlardan bir lahdin üzerinde şöyle bir yazıt bulunmaktadır: "Hijinos'nun oğlu Plütinos, sağlığında Sebaste mezarlığında kızı için bir lahit yaptırdı. Öldükten sonra oraya yalnız kızı gömülecektir. Eğer başka biri gömülürse bu kişinin ailesi maliyeye 600, belediyeye 300 dinar ödeyecektir." Başka bir anıt mezar da kabartmaları ile ilgi çekicidir. İki katlı bu anıt mezarın cephesindeki kabartmada, ortada kanatlarını açmış bir kartal, ayaklarının altında bir yılan, kartalın sağ ve solunda zincirle bağlanmış birer çocuk tasvir edilmiştir. Ayrıca zincir üzerinde birbirine bakan iki aslan vardır. Bu yapıtların hepsi Roma devrine aittir.
Günümüzde Lamas Vadisi’nde, Lamas (Limonlu) Çayı’nın suyunu Elaiussa Sebaste’ye taşıyan ve Korykos Antik Kenti’ne kadar uzanan su iletim sistemin kalıntıları da görülebilmektedir. İlk kez Roma döneminde yapıldığı bilinen bu sistem, kayaya oyulmuş kanallar ve tüneller ile su kemerlerinden oluşmaktadır.
Kaynaklar:
Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi web sitesi.